Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 26
170. Ne zaman onlara: "Tanrı'nın indirdiklerine uyun" denilse; "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya ataları bir şey akledemeyen ve doğru yolu da bulamamış kimseler olsalar da mı?
171. Kafirlerin örneği, bağırıp çağırmadan başka birşey işitmeyip (...) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akledemezler.
172. Ey inananlar, size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Tanrı'ya şükredin.
173. O, size (sadece) leşi, kanı, domuz etini ve Tanrı 'dan başkası adına kesileni kesin olarak haram kıldı. Fakat kim (bunları yemeye) muhtaç / mecbur kalırsa, (suistimal yolunu) aramamak/taşkınlık yapmamak ve sınırı aşmamak koşuluyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir.
174. Tanrı'nın indirdiği kitaptan bir şeyi gözardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Diriliş / kıyamet gününde Tanrı onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Onlara acı verici bir azap vardır.
175. Onlar, hidayet karşılığında sapıklığı ve bağışlanma karşılığında azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar.
176. Bu Tanrı'nın kitabı kuşkusuz hak olarak indirmesindendir. Kitap konusunda anlaşmazlığa düşenler ise doğrusu derin bir anlaşmazlık/ayrılık içindedir.