Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 243
64. Dedi ki: "Daha önce kardeşi konusunda size güvendiğimden / inandığımdan (amenüküm) başka (bir şekilde) onun hakkında size güvenir miyim / inanır mıyım (emintüküm)? Tanrı en hayırlı koruyucudur ve O esirgeyenlerin esirgeyicisidir."
65. Erzak yüklerini açıp da sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüklerinde dediler ki: "Ey Babamız, daha neyi arıyoruz, işte sermayemiz bize geri verilmiş; (bununla yine) ehlimize (ailemize) erzak getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükünü de ilave ederiz. Bu (aldığımız) az bir ölçektir."
66. "Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair Tanrı adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem" dedi. Böylelikle ona kesin bir söz verince dedi ki: "Tanrı, söylediklerimize vekildir."
67. Ve dedi ki: "Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Tanrı'dan hiç bir şeyi sağlayamam (gideremem). Hüküm yalnızca Tanrı'nındır. Ben O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etmelidirler."
68. Babalarının kendilerine buyurduğu yerden (Mısır'a) girdiklerinde, (bu,) -Yakub'un nefsindeki dileği açığa çıkarması dışında- onlara Tanrı'dan gelecek olan hiç bir şeyi (gidermeyi) sağlamadı. Gerçekten o, kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanların çoğu bilmezler.
69. Yusuf'un yanına girdikleri zaman, o, kardeşini bağrına bastı; "Ben" dedi. "Senin gerçekten kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme."