Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 288
59. Bizi, âyetler (mucizeler) ve peygamber göndermekten alıkoyan şey, ancak öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır. Semûd'a, açık bir mucize olarak o dişi deveyi vermiştik de ona zulmetmişlerdi (deveyi boğazlayarak kendilerine yazık etmişlerdi). Oysa biz, o mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz.
60. Vaktiyle sana şöyle vahyettiğimizi hatırla: «Şüphesiz Rabbin insanları kuşatmıştır.» (İsrâ gecesi) sana açıkça gösterdiğimiz o temâşâyı ve Kur'ân'da lanet edilen ağacı da, yalnız insanlara bir imtihan için yapmışızdır. Biz onları, korkutuyoruz, fakat bu onlara ancak büyük bir taşkınlıktan başka bir sonuç vermiyor.
61. (Yine unutma ki) Bir vakit meleklere: «Âdem'e secde edin» demiştik. İblis'ten başka hepsi secde ettiler. O ise: «Ben bir çamurdan yarattığın kimseye mi secde ederim?» demişti.
62. (Yine İblis) dedi ki: «Şu benden üstün kıldığını gördün mü? Yemin ederim ki, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, pek azı hariç, onun zürriyetini kendi buyruğum altına alacağım.»
63. Allah buyurdu ki: «Haydi git! Onlardan kim sana uyarsa, şüphesiz ki, cezanız cehennemdir, hem de mükemmel bir ceza.»
64. «Onlardan gücünün yettiğini yerinden oynat. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas! Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol! Ve onlara vaadlerde bulun.» Fakat şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaad etmez.
65. Doğrusu benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.
66. Rabbiniz, lütfundan nasib arayasınız diye, sizin için denizde gemileri yürüten kudret sahibidir. Şüphesiz O, size çok merhametlidir.