Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 94
95. Mü'minlerden özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler bir değildir. Allah malları ve canları ile cihad edenleri derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah her ikisini de (davalarında samimi oldukları için) cennetle müjdelemiştir ama malları ve canları ile cihad edenleri oturanlara karşı büyük bir mükâfatla üstün tutmuştur.
96. Cihat edenler için Allah katından dereceler, mağfiret ve rahmet vardır. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
97. Melekler, (inkârcıların dayatması altında zulme rıza göstererek ve tavizler vererek ) kendilerine yazık edenlerin hayatlarına son verecekleri zaman, derler ki: “Ne işte idiniz (din işleri nasıl gidiyordu)?” (Onlar da): “Biz (bulunduğumuz) yerde (dini yaşayamayan) çaresizlerdendik” diye cevap verirler. Melekler de: “Allah'ın yeri geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!” derler. İşte (dünya hayatının rahatını tercih edip dinden uzak kalarak sefil bir hayat yaşadıkları için) onların varacağı yer cehennemdir. Orası ne kötü bir gidiş yeridir.
98. Yalnız, çaresiz kalan, (hicret etmeye) hiç bir çıkar yol bulamayan ezilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadırlar.
99. Umulur ki Allah o kimseleri affeder. Çünkü Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
100. Kim Allah yolunda hicret etmek isterse, yeryüzünde (gidilecek) bir çok yer ve (her türlü) genişlik bulabilir. Kim Allah ve Resulü yolunda hicret ederek evinden çıkar da yolda ölüm gelip kendisini yakalarsa, onun ecrini vermek Allah'a düşer. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
101. Yeryüzünde yolculuğa çıktığınız zaman inkârcıların size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz inkârcılar, sizin apaçık düşmanınızdır.