Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 67
133. Rabbinizin affına mazhar olmak ve Allah'ın emirlerine uygun olarak yaşayan kimseler için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete ulaşmak için birbirinizle yarışın.
134. Onlar (Allah'ın emirlerine uygun olarak yaşayan kimseler), bollukta ve darlıkta (Allah için) harcarlar, öfkelerini yenerler ve insanların kusurlarını bağışlarlar. Hiç kuşkusuz Allah iyilik yapanları sever.
135. Ve (yine) onlar fena bir şey yaptıklarında veya (günah işleyerek) kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Onlar, işledikleri günahlarda bile bile ısrar etmezler.
136. İşte onların mükâfatı, Rablerinden bir bağışlanma ve altından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlerdir. İyi yolda gayret gösterenleri bekleyen mükâfat ne kadar güzeldir!
137. Sizden önce nice hayat tarzları gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezip dolaşın da yalancıların sonunun ne olduğunu (bir) görün!
138. Bu (Kur'a), bütün insanlara (yönelik) bir açıklamadır ve Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için bir rehberdir ve bir öğüttür.
139. Öyleyse, yılmayın/gevşemeyin ve üzülmeyin. Eğer (gerçekten) inanıyorsanız mutlaka (insanların) en üstünüsünüz (ve inandığınız sürece de üstün olmaya devam edeceksiniz).
140. Eğer siz (Uhud'da) bir yara almışsanız, (size düşman olan) o topluluk da (Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. Böylece biz, Allah'ın, imana erenleri seçip ayırması ve aranızdan hakikate (hayatları ile) şahitlik yapanları seçmesi için bu günleri (bazen galibiyet ve bazen mağlubiyet şeklinde) insanlar arasında döndürüp duruyoruz. Allah, zulmedenleri sevmez.