Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 485
16. Allah'ın çağrısına uyulduktan sonra O'nun hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında geçersizdir. Onların üzerine hem bir gazap vardır, hem de (ahiretin) şiddetli azabı onlar içindir.
17. İndirdiği vahiy ile hakikati ortaya koyan ve (böylece insana, doğru ile eğriyi tartacağı) bir terazi veren O'dur. Sen nereden bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır.
18. Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan ürkerler ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında (şüphe ederek) tartışanlar derin bir sapıklık içindedir.
19. Allah, kullarına çok lütufkârdır, dilediğini rızıklandırır. O, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
20. Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat (sadece dünyayı isteyenin) ahirette hiçbir payı yoktur.
21. Yoksa onların, Allah'ın dinde izin vermediği şeyi kendilerine meşru kılacak ortakları mı vardır? Eğer azabın ertelenmesine dair o fasıl kelimesi (amellerin kıyamet günü ayırt edileceğine dair hüküm) olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilir (işleri bitirilir)di. Şüphesiz zalimler için acı bir azap vardır.
22. (Büyük hesap gününde) zalimlerin (dünyada) yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin. İnandıktan sonra doğru ve yararlı işler yapanları ise cennetin çiçek dolu bahçelerinde bulacaksın. Onlar Rablerinin katında diledikleri her şeye sahip olacaklardır. İşte bu da (mü'minlere) pek büyük bir lütuftur.