Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 27
177. İyi ve erdemli olmak (yalnızca) yüzlerinizi bazen doğu, bazen batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyi ve erdemli kişi; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a (Kur'an'a) ve peygamberlere inanıp; sevdiği malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunanlara veren; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren; sözleştikleri zaman sözlerinde duran; darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. İşte onlardır imanlarında samimi olanlar ve işte onlardır Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar.
178. Ey inananlar! (Kasten) öldürülenler hakkında size kısas (misilleme yapmak) farz kılındı. (Öldürülen) hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna rağmen hak ve adalet sınırlarını bilerek ve isteyerek ihlal eden için şiddetli azap vardır.
179. Ey derin kavrayış sahipleri! Adil karşılık (kısas/misilleme) yasasında sizin için hayat vardır. Olur ki sizler (bu sayede yaralama ve cinayetten) korunursunuz.
180. Herhangi birinize ölüm yaklaştığında eğer geride bir servet bırakıyorsa anaya, babaya ve yakın akrabalara geleneklere uygun biçimde vasiyette bulunması, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar üzerine bir borçtur.
181. Ve her kim vasiyeti işittikten sonra değiştirirse, bunun günahı değiştirenin üzerinedir. Muhakkak ki Allah, (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi) hakkıyla bilendir.