Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 260
34. O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini sayacak olursanız, onları bitiremezsiniz. (Buna rağmen) kuşkusuz insan çok zalim ve çok nankördür.
35. Bir zamanlar İbrahim demişti ki: “Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan koru.”
36. “Rabbim, çünkü onlar insanlardan birçoğunu baştan çıkardılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir, kim bana karşı gelirse (o da senin merhametine kalmıştır). Şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.”
37. “Ey Rabbimiz! Gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye (böyle yaptım). Sen de insanlardan bazılarının kalplerini onlara meylettir (yanlarına varıp Kâbe'yi ziyaret etsinler) ve onlara verimli, bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler.”
38. “Rabbimiz! Doğrusu sen, gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da bilirsin. Zaten yerde ve gökte hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz.
39. “Bana yaşlılığımda İsmail ile İshak'ı bağışlayan Allah'a hamdolsun. Şüphesiz ki Rabbim duayı işitendir (kabul edendir).”
40. “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan (gelenleri) de namazı devamlı ve gereği gibi kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul eyle!”
41. “Ey Rabbimiz! Amellerin hesaplanacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla!”
42. (Ey Resul!) Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduklarından sakın habersiz sanma! O sadece, onlarla hesaplaşmayı, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.