Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 198
69. (Onlara de ki:) “Sizler de sizden önce yaşayıp gitmiş kimseler gibisiniz. Onlar (kendi zamanlarında) kuvvetçe sizden daha güçlü, servetçe daha zengin ve sayıca daha kalabalıktılar. Onlar (bu dünyadan) kendi paylarını aldılar; siz de sizden öncekilerin kendi paylarını aldıkları gibi kendi payınızı alıp yararlandınız ve onlar gibi (dünya zevklerine) dalıp gittiniz. İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir ve onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
70. Onlara kendilerinden önceki toplumların (yani) Nuh, Ad, Semud ve İbrahim kavminin, Medyen halkının ve yurtları altüst edilenlerin bilgileri gelmedi mi? Bu toplumlara, peygamberleri açık ve anlamlı mesajlar getirmişlerdi. Allah'ın onlara zulmetmesi sözkonusu değildi fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler.
71. Mü'min erkeklerle mü'min kadınlar da birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır. Bunlar iyiliği emrederek kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve peygamberine itaat ederler. İşte Allah bu kimselere rahmet edecektir (onları bağışlayacaktır). Şüphesiz ki Allah mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.
72. Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, içinde temelli kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetleri ve Adn cennettlerinde tertemiz barınaklar vaat etmiştir. (Ancak) Allah'ın rızası (hoşnutluğu) ise bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu, en büyük kurtuluştur ve en yüce bahtiyarlıktır.