Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 134
53. Böylece: “Allah içimizden bunlara mı lütufta bulundu?” demeleri için onlardan bir kısmını diğerleriyle işte böyle denedik. Allah, şükredenleri daha iyi bilmez mi?
54. Ayetlerimize inananlar sana gelince onlara de ki: «Selâm size, Rabbiniz merhametliliği üzerine görev yazdı, buna göre içinizden kim bilmeyerek bir kötülük işler de arkasından tevbe edip kendini ıslâh ederse, hiç kuşkusuz, Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.»
55. Günah işleyenlerin yolu açıkça belli olsun diye ayetlerimizi, işte böyle ayrıntılı biçimde açıklıyoruz.
56. (İnkârcılara) de ki: “Sizin, Allah'tan başka taptığınız şeylere kulluk etmem bana kesinlikle yasaklandı. (Yine) de ki: “Ben sizin arzularınıza uymam. (Uyarsam) o takdirde sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam.”
57. De ki: “Ben Rabbimden gelen kesin bir delile dayanıyorum, siz ise onu yalanladınız. Bir an önce gerçekleşmesini istediğiniz azap da benim yetkimde değildir. Egemenlik, Allah'ın tekelindedir. O gerçeği açıklar ve O ayırt edici hükmü verenlerin en hayırlısıdır.”
58. De ki: “O çabuk gelmesini istediğiniz azap benim elimde olsaydı, aramızdaki iş çoktan sonuçlanmış olurdu. (Fakat) Allah zalimleri(n azap vaktini) en iyi bilendir.”
59. Yaratılmış varlıkların idrakini aşan şeylerin anahtarları Onun katındadır. Onları Allah'tan başka kimse bilemez. O, karada ve denizde olan her şeyi bilir. O'nun haberi olmadan bir yaprak dahi düşmez. Yeraltı tabakalarının karanlıkları içindeki tek bir tane, yaş ve kuru hiç bir şey yoktur ki O'nun apaçık fermanında bulunmasın.