Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 8
49. Hani size işkencenin en kötüsünü tattırıp yüklemekte devam eden, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (kızlarınızı) diri bırakmak isteyen Fir'avn'ın yoldaşlarından sizi (atalarınızı) kurtardığımız zamanı bir hatırlayın! Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
50. Ve hatırlayın ki sizin için denizi yarıp sizi kurtardığımızı; Fir'avn' in yoldaşlarını ise —sizler bakıp dururken— boğduğumuz zamanı!
51. Ve yine Musa'ya (Tevrat verilmek üzere Tûr'da kırk gece ibâdet edip beklemesi için) va'dettiğimizi (veya va'de verdiğimizi) hatırlayın ki siz onun ardından (nefsinize) zulmediciler olarak (Sâmirî'nin altından yaptığı) buzağıyı (ilâh) edinmiştiniz!
52. Sonra bunun ardından da şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
53. Ve hani doğru yola erişesiniz diye Musa'ya kitap ve furkanı vermiştik.
54. Musa da kavmine : «Ey milletim! Cidden buzağıyı (İlâh) edinmenizle kendinize zulmettiniz. Derhal (her kusurdan pak ve yüce olan) Yaradanınıza tevbe edin; (nefsinizin kötü arzularını kesin de Allah yolunda) kendinizi öldürün. Bu, Yaradanınız katında sizin için daha hayırlıdır,» demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbenizi kabul buyurmuştu. Şüphesiz ki O, O'dur tevbeleri çokça kabul eden, O'dur çokça merhamette bulunan.
55. Ve hatırlayın ki (sizden temsilci olarak yetmiş kişi Musa ile Tûr'a çıktığınızda): «Ya Musa! Biz Allah'ı açıkça meydanda görmedikçe sana asla inanmıyacağız...» demiştiniz de yıldırım size çarpmıştı ve siz de bakıp duruyordunuz.
56. (Bir bakıma) ölümünüzden sonra da şükredesiniz diye sizi (o baygın halden uyandırıp) kaldırmıştık.
57. Ve (Sina çölünde sizi güneşin yakıcı sıcaklığından korusun diye) üstünüze bulutu gölge yapmış, üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirmiş ve «Size rızık olarak verdiklerimizin iyisinden yeyin,» demiştik. (Fakat onlar bu nimetlerin şükrünü yerine getirmeyip nankörlük etmekle) Bize zulmetmemişlerdi, ama kendilerine zulmetmişlerdi.