Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 486
23. İşte bununla Allah, imân edip iyi-yararlı amellerde bulunan kullarını müjdeler. De ki: Ben, (Allah'ın buyruklarını tebliğ hususunda) yakınlıkta, hısımlıkta sevgiden başka sizden bir ücret istemiyorum. Kim çalışıp iyilik kazanırsa, ona, ondaki iyiliği artırırız. Çünkü Allah, gerçekten çok bağışlayandır ve şükredene nîmetini artırandır.
24. Yoksa (senin için) Allah'a karşı yalan uydurdu mu diyorlar ? Allah dilerse senin kalbini mühürler. Allah kendi sözleriyle bâtılı yok eder; hakkı isbât edip ortaya koyar. Şüphesiz ki O, gönüllerde dönüp dolaşanı bilir.
25. O ki, kullarının tevbelerini kabul eder, kötülüklerini affeder ve neler işlediklerini bilir.
26. İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanların (dilek ve dualarını) kabul eder de kendi bol nimetinden, geniş ihsanından onlara artırır. Kâfirlere gelince: Onlar için çok çetin bir azâb vardır.
27. Eğer Allah, rızkı kullarına iyice genişletip bol bol verseydi, elbette azıp tuğyan ederlerdi. Fakat onu dilediği ölçüye göre indirir. Şüphesiz ki O, kullarından haberlidir, görendir.
28. O ki, (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmur indirir de rahmetini yayar. (Gerçek) dost ve yardımcı O'dur, övülmeğe de lâyık O' dur.
29. O'nun varlığına (delâlet eden) belgelerden biri de, göklerin ve yerin yaratılması ve ikisinde serpiştirip yaydığı canlılardır. O'nun, dilediği zaman onları toplayıp biraraya getirmeğe gücü ve kudreti yeter.
30. Başınıza gelen her musîbet, ellerinizle işleyip kazandığınız (günah ve kötülükler) yüzündendir. (Bununla beraber) çoğunu affeder.
31. Siz yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacak (güçte) değilsiniz. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.