Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 417
21. And olsun ki biz onlara —belki dönerler diye— o en büyük azâbdan önce yakın azabı mutlaka tattıracağız.
22. Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra ondan yüzçevirenden daha haksız kim vardır? Şüphesiz ki biz, suçlu günahkârlardan intikam alıcılarız.
23. And olsun ki Musâ'ya kitab verdik. Sakın sen ona kavuşmakta şüphe etme. Biz onu (kendisine verdiğimiz kitabı) İsrail oğulları'na doğru yolu gösteren rehber kıldık.
24. Onlardan bir kısmını sabrettikleri ve âyetlerimize kesinlikle inandıkları için emrimizle doğru yola irşâd eden önderler yaptık.
25. Şüphesiz ki Rabbın onların ihtilâf ettikleri şeyler hakkında Kıyamet günü aralarında hükmedip (haklıyı haksızdan) ayırd edecektir.
26. Kendilerinden önce yok ettiğimiz nice nesillerin yurtlarında gezip dolaşmaları onları doğru yola irşâd etmiyor mu ? Doğrusu bunda öğütler ve ibretler vardır. Hâlâ işitmiyorlar mı ?
27. Görmediler mi ki, biz suyu kupkuru yere sevkedip onunla davarlarının ve kendilerinin yediği ekini (ürünü) çıkarıyoruz. Hâlâ görmüyorlar mı?
28. Ve diyorlar ki, «eğer doğru sözlülerden iseniz, o (bahsettiğiniz) fetih günü ne zaman ?»
29. De ki: Fetih günü, küfredenlere inanmaları artık fayda vermez ve onlara mühlet de verilmez.
30. Artık sen onlardan yüzçevir ve bekle; onlar da beklemekteler.