Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 191
27. Bundan sonra da Allah dilediğine tevbe idrâkini verip dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
28. Ey imân edenler! müşrikler (Allah'a ortak koşanlar) ancak murdardırlar. Bu yıllarından sonra artık Mescid-i Harâm'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluk ve darlıktan korkarsanız, Allah dilerse ileride (sebepleri kolaylaştırarak) kendi kerem ve ihsanından sizi zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah bilendir, hikmet sahibidir.
29. Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve Âhiret gününe inanmayanlar, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayanlar ve hak dini (İslâm'ı) din edinmiyenlerle —boyun eğip küçülmüş olarak elden cizye verinceye kadar— savaşın !
30. Yahudîler, «Üzeyr, Allah'ın oğludur» dediler. Nasâra (= Hıristiyanlar) da «Mesîh (İsâ) Allah'ın oğludur» dediler. Bu daha önce inkâra sapanların söylediklerine benzer anlamda, ağızlarında geveledikleri sözlerdir. Allah kahredesiler! Nasıl da (hak'tan saptırılıp) yüzleri çevriliyor?!
31. Bunlar Allah'ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini; (aynı zamanda) Meryem oğlu Mesih'i Rabler (Tanrılar) edindiler. Halbuki ancak bir ilâha kulluk ve ibâdetle emrolunmuşlardı. Allah'tan başka ilâh yoktur; O, onların ortak koştukları şeylerden pâk ve münezzehtir.