Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 591
1. (1-4) Göğe ve Târık'a yemin olsun. Târık'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? Parlayan yıldızdır. Hiçbir kimse yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın. [744] [745]
2. (1-4) Göğe ve Târık'a yemin olsun. Târık'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? Parlayan yıldızdır. Hiçbir kimse yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın. [744] [745]
3. (1-4) Göğe ve Târık'a yemin olsun. Târık'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? Parlayan yıldızdır. Hiçbir kimse yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın. [744] [745]
4. (1-4) Göğe ve Târık'a yemin olsun. Târık'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? Parlayan yıldızdır. Hiçbir kimse yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın. [744] [745]
5. İnsan nereden yaratıldığına bir baksın. [746]
6. Atılan bir sudan yaratılmıştır.
7. O su, erkeğin belinden, kadının leğen kemiğinden çıkmaktadır.
8. Şüphesiz Allah'ın, insanı öldükten sonra diriltmeye de gücü yeter.
9. (9-10) Bütün sırların ortaya serileceği o gün, insanın ne bir gücü, ne de bir yardımcısı olacaktır.
10. (9-10) Bütün sırların ortaya serileceği o gün, insanın ne bir gücü, ne de bir yardımcısı olacaktır.
11. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
12. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
13. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
14. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
15. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
16. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
17. (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı! [747]
1. Rabbinin o yüce ismini tesbih et. [748] [749]
2. (2-5) Yaratıp düzene koyanın, her şeyi ölçüyle yapıp doğasına göre görevini belirleyenin, yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çevirenin ismini tesbih et.
3. (2-5) Yaratıp düzene koyanın, her şeyi ölçüyle yapıp doğasına göre görevini belirleyenin, yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çevirenin ismini tesbih et.
4. (2-5) Yaratıp düzene koyanın, her şeyi ölçüyle yapıp doğasına göre görevini belirleyenin, yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çevirenin ismini tesbih et.
5. (2-5) Yaratıp düzene koyanın, her şeyi ölçüyle yapıp doğasına göre görevini belirleyenin, yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çevirenin ismini tesbih et.
6. (6-7) Bundan böyle seni okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah açığı ve gizleneni bilir.
7. (6-7) Bundan böyle seni okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah açığı ve gizleneni bilir.
8. (8-9) Başarıya giden yolu sana kolaylaştıracağız. O halde öğüt ver, çünkü öğüdün mutlaka faydası olacaktır.
9. (8-9) Başarıya giden yolu sana kolaylaştıracağız. O halde öğüt ver, çünkü öğüdün mutlaka faydası olacaktır.
10. Allah'a saygılı olan, öğüt alır.
11. (11-13) En şakî olan da ondan kaçınır. O da en büyük ateşe girer. Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.
12. (11-13) En şakî olan da ondan kaçınır. O da en büyük ateşe girer. Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.
13. (11-13) En şakî olan da ondan kaçınır. O da en büyük ateşe girer. Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.
14. (14-15) Temizlenenler, Rabbinin adını anıp O'na dua edenler, kesinlikle kurtuluşa erecektir.
15. (14-15) Temizlenenler, Rabbinin adını anıp O'na dua edenler, kesinlikle kurtuluşa erecektir.