Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 434
49. De ki: “Hak geldi, bâtıl artık ne bir şeyi ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.”
50. De ki: “Ben, bir yanlış yaparsam kendi aleyhime yapmış olurum. Eğer doğru bir iş yaparsam biliniz ki bu, Rabbimin bana vahyettiği Kur'ân sayesindedir. Şüphesiz ki O, işitendir; yakındır.”
51. Onların korkuya kapılacakları, hiçbir kaçış yollarının olmayacağı ve yakın bir yerde yakalandıkları anı bir görseydin!
52. Onlar o zaman, “Gerçeğe inandık” derler. Uzak bir yerden ona nasıl ulaşacaklar?
53. Onlar, bu duruma düşmeden önce inkâr etmişler, bilmeden uzaktan taş atmışlardı.
54. Bundan önce de benzerlerine yapıldığı gibi, kendileri ile arzuladıkları iman arasına engel konulacak. Çünkü onlar, derin bir şüphe içindeydiler. [454]
1. Övgü, gökleri ve yeri yoktan yaratan, melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a aittir. O, yaratmada dilediği kadar arttırır. Çünkü Allah'ın her şeye gücü yeter. [455]
2. Allah'ın insanlara verdiği rahmeti önleyebilecek yoktur. O'nun önlediğini de ardından salıverecek yoktur. O çok güçlüdür; bilgedir.
3. Ey insanlar! Allah'ın size olan nimetini hatırlayınız; size gökten ve yerden rızık veren Allah'tan başka bir yaratan mı var? O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse nasıl döndürülüyorsunuz?