Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 125
104. Onlara, “Allah'ın indirdiğine ve peygamberine geliniz” denildiğinde, “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter” derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi? [109]
105. Ey iman edenler! Siz kendinize bakınız. Siz doğru yolda olunca, sapan kimseler size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O size yaptıklarınızı haber verecektir.
106. Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca, vasiyet esnasında içinizden iki âdil kişi aranızda şâhitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan başka iki kişi şâhit olsun. Eğer şüpheye düşerseniz, o iki şahidi namazdan sonra alıkor, “Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba menfaatine de olsa Allah'ın şahitliğini saklamayacağız; çünkü böyle yaparsak elbette günahkârlardan oluruz” diye Allah'a yemin ettirirsiniz.
107. Bu şâhitlerin sonradan yalan söyleyerek bir günah kazandıkları anlaşılırsa, haklarına şâhitlerin tecavüz ettiği ölüye daha yakın olan mirasçılardan iki kişi onların yerini alır ve “Andolsun ki bizim şâhitliğimiz onların şâhitliğinden daha gerçektir ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmeyeceğiz, aksi takdirde biz, elbette zâlimlerden oluruz” diye Allah'a yemin ederler.
108. Bu usûl, şâhitliği gerektiği şekilde yapmaya, yahut yeminlerinden sonra yeminlerin mirasçılar tarafından reddedilmesinden korkmalarına çare olarak daha uygundur. Allah'tan sakınınız ve O'nu dinleyiniz. Allah fâsıklar topluluğuna rehberlik etmez.