Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 112
24. “Ey Mûsâ! Onlar orada bulunduğu müddetçe biz oraya asla girmeyeceğiz; şu halde sen ve Rabbin gidiniz savaşınız; biz burada oturacağız” dediler.
25. Mûsâ, “Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hâkim olamıyorum; bizimle bu yoldan çıkmış toplumun arasını ayır” diye yalvardı.
26. Allah, “Öyle ise orası, onlara kırk yıl yasaklanmıştır. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Artık sen fâsık/yoldan çıkmış toplum için üzülme” dedi.
27. Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden, “Andolsun seni öldüreceğim” demişti. Diğeri de, “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder” demiş ve şöyle eklemişti:
28. “Beni öldürmek için el uzatsan bile, ben öldürmek için sana el uzatmayacağım: Şu bir gerçek ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.”
29. “Ben isterim ki sen, benim günahımı da, senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zâlimlerin cezası budur.”
30. Nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti; o da nefsine uyarak onu öldürdü, ziyana uğrayanlardan oldu.
31. Derken Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi; karganın yaptığını görünce, “Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?” dedi ve pişman olanlardan oldu!