Âl-i İmrân Suresi 81. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Âl-i İmrân Suresi 200 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 89. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 50 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَاِذْ اَخَذَ اللّٰهُ م۪يثَاقَ النَّبِيّ۪نَ لَـمَٓا اٰتَيْتُكُمْ مِنْ كِتَابٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِه۪ وَلَتَنْصُرُنَّهُۜ قَالَ ءَاَقْرَرْتُمْ وَاَخَذْتُمْ عَلٰى ذٰلِكُمْ اِصْر۪يۜ قَالُٓوا اَقْرَرْنَاۜ قَالَ فَاشْهَدُوا وَاَنَا۬ مَعَكُمْ مِنَ الشَّاهِد۪ينَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 50
İlgili Sure
Âl-i İmrân Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Allah geçmiş toplumlardan peygamberleri vasıtasıyla şöyle söz almıştı. “Eğer kitabı ve hikmeti size verdikten sonra halen sahip olduğunuz gerçekleri doğrulayan bir elçi size gelirse, ona inanmalı ve yardım etmelisiniz. Bu şarta dayalı olarak sözümü kabul ediyor musunuz?” Onlar da “Kabul ederiz” dediler. Allah: “Öyleyse buna şahit olun, Ben de sizin şahidiniz olacağım” dedi
Abdullah Parlıyan Hani Allah, peygamberlerden: "Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz" diye söz almış, "Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi?" dediğinde, "Kabul ettik" cevabını vermişler, bunun üzerine Allah: O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim, buyurmuştu.
Adem Uğur Hani Allâh Nebilerden (ve ümmetlerinden şu konuda) söz almıştı: "Size hakikat bilgisinden ve Hikmet verdim, bundan sonra beraberinizde olanı tasdik eden bir Rasûl geldiğinde, Ona bütününüzle iman edecek ve yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?", "Kabul ettik" dediler! "Şahit olun, ben de şahidim hakikatiniz olarak. "
Ahmed Hulusi Allahın peygamberlerden, ümmetlerinden şu kesin sözü, taahhüdü aldığını insanlara hatırlat: 'Ben size kitapları ve hikmeti, peygamberliği, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, peygamberinizin sünnetini verdikten sonra, size, ellerinizdeki doğru bilgileri, kutsal kitaplardaki bilgileri tasdik eden bir Rasûl geldiğinde, ona, mutlaka inanıp yardım etmelisiniz. Bunu kabul ediyor musunuz? Bu şartlarla, sorumluluk gerektiren emirlerimi, hükümlerimi yerine getireceğinize dair söz veriyor musunuz?' dediğinde: 'Yerine getireceğimize söz veriyoruz' dediler. Allah da: 'O halde şâhit olun, ben de sizlerle birlikte şâhit olanlardanım' buyurdu.
Ahmet Tekin Allah, peygamberlerden: 'Ben size Kitap ve hikmet verdim. Daha sonra sizin yanınızda olanı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona kesin olarak inanacak ve kendisine yardımda bulunacaksınız' diye söz almıştı. 'Bunu kabul edip bu husustaki ağır yükümü üzerinize aldınız mı?' dedi. Onlar da: 'Kabul ettik' dediler. (Allah da): 'Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahitlerdenim' dedi.
Ahmet Varol Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti.
Ali Bulaç Hem Allah, vaktiyle Peygamberlerin mîsakını (bağlılık sözünü) şöyle almıştı: “- Celâlim hakkı için size kitap ve hikmetten verdim. Sonra size, beraberinizdekini tasdik eden bir Peygamber geldiğinde mutlaka ona iman edeceksiniz ve her halde ona yardımda bulunacaksınız; bunu ikrar ettiniz mi ve bu ağır ahdimi üzerinize alıp kabullendiniz mi?” buyurdu. Onlar: “-İkrar ettik”, dediler. Allah şöyle buyurdu; “- Öyle ise birbirinize karşı şâhit olun, ben de sizinle beraber şâhitlerdenim.”
Ali Fikri Yavuz Hem Allah, vaktiyle bütün peygamberlerden: “Ne zaman size (rasûl olanlarınıza doğrudan, nebî olanlarınıza bir Rasûl’ün mirasçısı olarak) Kitap ve hikmet versem ve ardından, size verilmiş bulunan (Kitabı) tasdik edici bir Rasûl gelse, ona mutlak surette inanacak ve mutlaka ona yardım edeceksiniz.” diye söz almıştır. Allah, “Bunu kabul ettiniz, bu ağır yükümü sırtınıza aldınız mı?” diye sormuş, onlar da, “Kabul ettik!” diye ikrar vermiş, bunun üzerine Allah, “Öyleyse şahit olun, (ümmetleriniz de şahit olsun); Ben de sizin gibi şahit oluyorum!” buyurmuştur.
Ali Ünal Allah, peygamberlerden şöyle söz almış ve “Bakın size kitap ve hikmet verdim, şimdi yanınızda bulunanı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanacak ve yardım edeceksiniz. Bunu kabul ettiniz mi? Bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?” demişti. Onlar da, “Kabul ettik” dediler. “O halde tanık olunuz, ben de sizinle beraber tanık olanlardanım” dedi.
Bayraktar Bayraklı Allah peygamberlerden ahid almisti: «And olsun ki size Kitab, hikmet verdim; sizde olani tasdik eden bir peygamber gelecek, ona mutlaka inanacaksiniz ve ona mutlaka yardim edeceksiniz, inkar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?» demisti. «Ikrar ettik» demislerdi de: «µahid olun, Ben de sizinle beraber sahidlerdenim» demisti.
Bekir Sadak Hani Allah, Peygamberlerden kesin söz almıştı: «And olsun ki size kitap ve hikmet verdim, sonra sizinle beraber bulunanı kabul eden bir peygamber gelince, herhalde ona inanasınız ve ona mutlaka yardım edesiniz» (buyurmuş ve) «bunu ikrar ettiniz mi, bunun üzerine ahde bağlı ağır yükümü kabul ettiniz mi ?» demişti. Onlar da: «İkrar ettik» diye kesin söz vermişlerdi. (Allah): «Öyle ise şâhid olun, ben de sizinle beraber şâhidlerdenim» buyurmuştu.
Celal Yıldırım Allah, vaktiyle peygamberlerin (ümmetlerine hitaben) misakını (bağlılık sözünü) şöyle almıştı: “Celâlim hakkı için size kitap ve hikmetten verdim. Sonra size, beraberinizde olan (kitapları) tasdik eden bir peygamber geldiğinde mutlaka ona iman edeceksiniz ve her halde ona yardımda bulunacaksınız” diye sağlam bir söz alıp: “Siz de bunu kabul ettiniz mi?” buyurduğunda, onlar da: “Kabul ettik” dediler. (Allah) şöyle buyurdu: “Öyle ise birbirinize karşı şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım.”
Cemal Külünkoğlu Hani, Allah peygamberlerden, “Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. Onlar, “Kabul ettik” demişlerdi. Allah da, “Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti.
Diyanet İşleri Allah peygamberlerden ahid almıştı: 'And olsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olanı tasdik eden bir peygamber gelecek, ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?' demişti. 'İkrar ettik' demişlerdi de: 'Şahid olun, Ben de sizinle beraber şahidlerdenim' demişti.
Diyanet İşleri ( Eski ) Hani Allah, peygamberlerden: «Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz» diye söz almış, «Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi?» dediğinde, «Kabul ettik» cevabını vermişler, bunun üzerine Allah: O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim, buyurmuştu.
Diyanet Vakfı ALLAH peygamberlerden (nebilerden) şöyle misak almıştı: 'Size kitap ve hikmet vereceğim. Daha sonra, beraberinizdekileri doğrulayan bir elçi (resul) geldiğinde ona inanacak ve onu destekleyeceksiniz. Bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz verdiniz mi,' demişti. Onlar 'Kabul ettik,' deyince, 'Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahid olanlardanım,' demişti.
Edip Yüksel Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: «Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?» demişti. Onlar: «Kabul ettik» dediler. (Allah da) dedi ki: «Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım».
Elmalılı ( Sade ) Allah, vaktiyle peygamberlerden: «Andolsun ki, size kitap ve hikmetten her ne verdiysem, sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde ona kesinlikle inanacaksınız ve çaresiz ona yardım edeceksiniz.» diye söz almış ve: «Bunu kabul ettiniz mi? Bunun üzerine ağır ahdimi boynunuza aldınız mı?» demişti. Onlar: «Kabul ettik.» dediler. Allah da: «Öyle ise, şahit olun, ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim!» buyurdu.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Hem Allah vaktiyle Peygamberlerin şöyle misakını almıştır: Celâlim hakkıyçün size kitab ve hikmetten her ne verdimse sonra size beraberinizdekini tasdik eden bir Resul geldiğinde ona mutlak iman edeceksiniz ve lâbüdd ona yardımda bulunacaksınız, buna ıkrar verdiniz mi? ve bunun üzerine ağır ahdimi boynunuza aldınız mı? buyurdu. Ikrar verdik dediler, öyle ise, buyurdu: Şahid olun ben de sizinle beraber şahidlerdenim.
Elmalılı Hamdi Yazır Hani Tanrı peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak inanacak ve ona yardımda bulunacaksınız". Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı? Onlar : "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti.
Gültekin Onan Allah: “Andolsun ki ben size kitap ile hikmeti verdim. Sonra size beraberinizde bulunanı tasdik edici bir rasul gelirse mutlaka ona iman edeceksiniz ve mutlaka ona yardım edeceksiniz!” diye nebilerin kuvvetli sözünü aldığı zaman buyurdu ki: “Buna dair sözümü alıp kabul ettiniz mi?” “Kabul ettik!” dediler. “O halde şahitlik edin, ben de sizinle beraber şahitlik edenlerdenim.” buyurdu.
Harun Yıldırım Allah, (geçmiş) peygamberler (in) den — and olsun ki size Kitab ve hikmet verdim. Sonra da size nezdinizdeki (o Kitab ve hikmeti) tasdik eden bir peygamber gelmişdir (gelecekdir). Ona kat'iyyen îman ve ona her halde yardım edeceksiniz diye — (ahd ve) mîsâk aldığı zaman dedi ki «Ikraar etdiniz ve uhdenize bu ağır yükümü (vecîbemi) alıb kabul eylediniz mi»? Onlar (cevaben): «Ikraar etdik» dediler. (Allah) dedi ki: «Öyleyse (birbirinize ve ümmetlerinize karşı) şâhid olun, ben de sizinle beraber (bu ıkraarınıza) şâhidlik edenlerdenim.
Hasan Basri Çantay Hem Allah, vaktiyle peygamberlerin: 'Size kitab ve hikmetten her ne versem, sonra size berâberinizde olanı tasdîk edici bir peygamber gelse, mutlaka ona îmân edeceksiniz ve mutlaka ona yardım edeceksiniz!' diye sağlam sözlerini aldığında: 'İkrâr ettiniz (mi) ve bu ağır ahdimi (üzerinize) aldınız mı?' buyurdu. (Onlar:) 'İkrâr ettik!' dediler. (Allah:) 'Öyle ise şâhid olun, ben de sizinle berâber şâhidlerdenim!' buyurdu.
Hayrat Neşriyat Hani Allah, Peygamberlerden söz almış: And olsun ki; size, kitabı, hikmeti verdim. Yanınızda olanı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde mutlaka o'na inanacak ve yardım edeceksiniz. İkrar edip de ahdi kabul ettiniz mi? demişti. Onlar da: İkrar ettik, demişlerdi. Allah: Şahid olsun, Ben de sizinle beraber şahidlerdenim, demişti.
İbni Kesir Allah, size kitaptan ve içindeki açık hükümlerden verdiklerimi, peygamberlerin sözleşmeleri haline getirmişti. Sonra sizinle beraber olanı tasdik edip doğrulayan bir elçi geldiğinde o elçiye iman edip, ona yardımcı olmalısınız. Allah "(Ey ehli kitap!) Elçiye iman edip yardım edeceğinize dair, ahdimi sahiplenmeye karar verdiniz mi?" dediğinde, onlarda "Karar verdik" dediler. Allah da "Şahit olun, bende sizinle beraber şahit olanlardanım" dedi.
İlyas Yorulmaz Hani Allah peygamberler hakkında (ümmetlerinden), “Size kitab ve hikmet verdikten sonra sizde olanı onaylayan bir peygamber geldiğinde ona mutlaka iman edip yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “İkrar edip bu yükümü (ahdimi) yüklendiniz mi?” demişti. Onlar “İkrar ettik” demişlerdi de Allah, “Şahit olun, ben de sizinle beraber şahitlerdenim” demişti.
İnsan Dergisi Hani Allah, her birine elçilik görevini verirken peygamberlerden şöyle söz almıştı:

"Bakın, ben size kitap ve hikmet verdikten sonra, yanınızda bulunan kitabı onaylayan yeni bir peygamber size gelecek olursa, ona mutlaka iman edecek ve kendisini muhakkak destekleyeceksiniz. Ayrıca bunu ümmetinize de açıkça bildireceksiniz. Şimdi, bana karşı ağır bir sorumluluk yüklenerek bu şartlar altında sözleşmemi kabul ediyor musunuz?" Peygamberler:

"Evet, kabul ediyoruz yaRab! diye cevapladılar. Allah da:

"O hâlde şahit olun, ben de sizinle birlikte buna şahidim!" buyurdu.

Ey Yahudi ve Hristiyanlar! Eğer gerçekten peygamberlerinizin izinden gitmek istiyorsanız, onların Allah'a verdikleri bu sözü dikkate almalı ve vasiyetlerine uyarak son Elçiye iman etmelisiniz.
Kadri Çelik Allah, (geçmiş vahiylerin izleyicilerinden) peygamberler vasıtasıyla şu taahhüdü talep etti: "Eğer, vahyi ve hikmeti size bahşettikten sonra, halen sahip olduğunuz hakikati tasdik eden bir elçi size gelirse o'na inanmalı ve yardım etmelisiniz. Bu şarta dayalı ahdimi kabul ve tasdik eder misiniz?" Onlar: "Kabul ederiz!" dediler. Allah: "Öyleyse (buna) şahit olun, Ben de sizin şahidiniz olacağım."
Mahmut Kısa An o zamanı ki Allah, peygamberlerden, size kitap ve hikmet verdim, sonra da sizdeki kitabı gerçekleyen bir peygamber göndereceğim, ona mutlaka inanacaksınız, mutlaka yardım edeceksiniz diye söz almıştı ve ikrar ettiniz mi, size yüklediğim bu ağır yükü aldınız, yüklendiniz mi demişti. İkrar ettik demişlerdi de o da öyleyse tanık olun demişti, ben de sizinle berâber tanıklık edenlerdenim.
Muhammed Esed Allah peygamber (aracılığıyla kitap ehlin)den; "Eğer vahiyden ve hikmetten size bir pay verdikten sonra size hakikatten yanınızda kalanı tasdik eden bir elçi gelirse, kesinlikle ona inanmalı ve yardım etmelisiniz" taahhüdünü aldığı zaman sordu: "İşte bu şarta dayalı ahdimi alıp kabul ettiniz mi?" "Kabul ve tasdik ettik!" diye cevap verdiler. Allah buyurdu: "O halde şahid olun! Ben de sizinle birlikte şahitler arasında olacağım!"
Mustafa İslamoğlu Yâdet o zamanı ki, Allah Teâlâ peygamberlere hitaben «Size kitap ve hikmet verdim, sonra sizin nezdinizdekini musaddık olarak bir resûl gelecektir. O'na elbette imân ve yardım edeceksiniz» diye peygamberlerden bir müekked ahd aldıkta buyurdu ki, «İkrar ettiniz mi? Ve bunun üzerine benim o ahdimi alıp kabul eylediniz mi?» Onlar da, «İkrar ettik,» dediler. (Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Öyleyse şahit olunuz, ben de sizinle beraber şahitlerdenim.»
Ömer Nasuhi Bilmen Allah vaktiyle peygamberlerden kesin söz almıştı: “Celâlim hakkı için, size kitap ve hikmet verdim. Sizde olan o kitap ve hikmeti tasdik edip doğrulayan bir peygamber gelecek. Ona mutlaka iman edeceksiniz ve mutlaka ona yardımda bulunacaksınız. Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?” demişti. Onlar da: “Kabul ettik. ” demişlerdi. Allah da: “O halde şâhit olun, ben de sizinle beraber şâhit olanlardanım. ” buyurmuştu.
Ömer Öngüt Allah, peygamberlerden: -Size kitap ve hikmet verdim, sonra sizden olanı doğrulayan bir peygamber gelecek, ona kesinlikle iman edecek ve ona yardım edeceksiniz! diye söz aldığı zaman (sormuştu): -Karar verdiniz ve size yüklediğim bu ağır yükü kabul ettiniz mi? demişti. Onlar: -Kabul ettik diye cevap verdiler. -Şahit olun, ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim, buyurmuştu.
Şaban Piriş Bir zamanlar Allah; Nebîler/Peygamberler(aracılığıyla kitap ehlin)den; “Andolsun, size vereceğim her Kitap ve Hikmet’ten (problem çözme biliminden) sonra size; elinizdekini onaylayan/doğrulayan bir Rasûl/Elçi geldiğinde, ona mutlaka inanacak/iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardımcı olacaksınız” diye söz almış ve; “Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. Onlar (Kitap Ehli de); “Kabul ettik” demişlerdi. Allah da; “Öyleyse şahit olun, Ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti.
Sadık Türkmen Hani Allah, peygamberlerden 'Bakınız, size kitap ve hikmet verdim, ilerde yanınızdaki kitabı onaylayan bir peygamber gelince ona kesinlikle inanacak, kendisini destekleyeceksiniz' diye söz aldı; 'Bu direktifimi kabul ettiniz, omuzlarınıza yüklediğim bu görevi üstlendiniz mi?' dedi. 'Kabul ettik' dediler, Allah da 'Birbirinize şahid olunuz, ben de sizinle birlikte şahidlerdenim' dedi.
Seyyid Kutub Hem Allah, vaktiyle peygamberlerden "Size kitap ve hikmet vermemden sonra, Sizin yanınızda bulunan kitabı tasdik edici bir peygamber geldiğinde, mutlaka ona inanıp yardımcı olacaksınız." diye söz almıştır. Allah: "Bunu kabul ettiniz, bu ağır yükümü sırtınıza aldınız mı?" dediğinde onlar: "Kabul ettik" diye kesin söz verince, Allah Teâlâ: "Siz de şahit olun, zaten Ben de sizinle beraber şahitlik edeceğim." buyurdu.
Suat Yıldırım Allâh, peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Bakın, size Kitap ve hikmet verdim; imdi yanınızda bulunan(Kitap)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona mutlaka yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. "Kabul ettik!" dediler. "O halde tanık olun, ben de sizinle beraber tanık olanlardanım." dedi.
Süleyman Ateş Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak) ' almıştı: «Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksanız.» Demişti ki: «Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?» Onlar: «İkrar ettik» demişlerdi de «Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım» demişti.
Süleymaniye Vakfı Allah nebilerinden kesin söz aldığında şöyle demiştir: "Size Kitap ve hikmet veririm de elinizde olanı onaylayan bir elçi (bir kitap[1*]) gelirse kesinlikle ona inanacaksınız ve destek vereceksiniz. Bunu kabul ettiniz mi? Bu ağır yükü (ısr[2*]) yüklendiniz mi?". Onlar: "Kabul ettik" demişlerdi. Allah: "Siz buna şahit olun, sizinle beraber ben de şahidim" demişti.
Tefhim-ul Kuran Allah peygamberlerden ahit alarak, 'Ben size kitap ve hikmet verdikten sonra, sizdeki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiğinde ona inanacak ve yardım edeceksiniz' buyurmuş ve sormuştu: 'Bu ahdi kabul edip üstleniyor musunuz?' Onlar 'Kabul ettik' dediler. Allah buyurdu ki: Şahit olun; Ben de sizinle beraber bu ahdin şahidiyim.
Ümit Şimşek Ve unutma ki Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım." dedi.
Yaşar Nuri Öztürk Hani Allah peygamberlerden "Andolsun size Kitab ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir resul-elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız" diye misak (kesin bir söz) almış, "Bunu ikrar ederek ahdi kabul ettiniz mi?" demiş, onlar da "İkrar ettik" demişlerdi. (Allah) "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım" demişti.

Sureler
Sayfa 50
Mushaf
Âl-i İmrân Suresi
İlgili Sure
Ayetler