Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 87
52. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onları lânetlemiş (rahmetinden kovmuş)tur. Allah kimi rahmetinden kovmuşsa, artık ona yardım eli uzatıp onu kurtaracak kimseyi bulamazsın.
53. Yoksa onların (göklerle yerin) mülk ve hakimiyetinden bir nasipleri mi var (da, hidayetin, peygamberliğin ve yeryüzü servetlerinin sadece kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlar)? Öyle olmuş olsaydı, (cimrilik ve bencillikleri sebebiyle) insanlara bir kırıntı bile vermezlerdi.
54. Yoksa Allah’ın lütf u kereminden kendilerine ihsan buyurduğu nimetlerden dolayı insanları mı kıskanıyorlar? Evet Biz, Âli İbrahim’e (ve ondan gelen İshak nesli gibi İsmail nesline de) Kitap ve hikmet verdik; ayrıca (maddîmanevî) çok büyük bir mülk ve hakimiyet bahşettik.
55. (İbrahim’in neslinden gelen ve kendilerini O’na nisbet edenler) içinde kimi, (tarihte olduğu gibi şimdi de) O’na (ve dolayısıyla O’na her bakımdan daha lâyık olan bu en büyük Nebî’ye ve Kur’ân’a) gerçekten inanıp (onun yolundan gitmekte), kimi de, (daha önce kendilerine Kitap verilmiş olanların pek çoğu gibi,) halkı ondan engellemektedir. (Engelleyenler için) kaynar ve alevli bir ateş olarak Cehennem yeter.
56. Böyle bile bile âyetlerimizi reddedip kabul etmeyenleri bir gün gelecek, (dünyada eşi olmayan ve niteliğini şimdiden bilemeyeceğiniz korkunç) bir Ateş’e sokacağız. (O Ateş’te) derileri kızarıp kavruldukça yerlerine başka deri getiririz ki, azabı hiç aralıksız tatmaya devam etsinler. Şüphesiz Allah, izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galiptir; her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır.
57. Buna karşılık, iman edip imanlarının gerektirdiği istikamette sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanlara gelince, onları içlerinde ebedî kalmak üzere, (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız; o cennetlerde onlar için tertemiz eşler de vardır. Ve onları sürekli taze ve hiç kesilmeyen nimetler, ferah ve eksilmeyen bir mutluluk içinde yaşatacağız.
58. Allah, size (umumî ve hususî görevler, kamu hizmetleri, makam ve mevkiler dahil) bütün emanetleri ehillerine vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Böylece Allah, size gerçekten ne güzel öğüt veriyor, ne güzel yol gösteriyor! Hiç şüphesiz Allah, (söylediğiniz sözler, verdiğiniz hükümler dahil) her şeyi hakkıyla işitendir; her şeyi hakkıyla görendir.
59. Ey iman edenler! (Bütün emir ve yasaklarında) Allah’a itaat edin, Rasûl’e itaat edin ve sizden olan, (sizin gibi inanan) bütün idarecilere de (Allah’a ve Rasûlü’ne itaat çerçevesinde itaat edin). Eğer Allah’a ve Âhiret Günü’ne gerçekten iman etmişseniz, hakkında ihtilâfa düştüğünüz herhangi bir meseleyi Allah’a ve Rasûl’e arz edin. Böyle yapmanız, hem (hakkınızda) hayırlıdır, hem de netice itibariyle çok daha güzeldir.