Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 581
20. (Yalanlamaya nasıl cesaret edebiliyorsunuz?) Biz, sizi hakir bir sıvıdan yaratmadık mı?
21. Ve o sıvıyı sağlam bir yere yerleştirdik,
22. Belli bir süreye kadar kalmak üzere.
23. Ve (varlığınızla ilgili her şeyi) takdir ettik. Biz, ne güzel takdir edeniz!
24. Yalanlayanların o gün vay haline!
25. Biz, yeryüzünü bir kap, bir toplanma yeri kılmadık mı,
26. Hem diriler hem de ölüler için?
27. Ve o yeryüzüne görkemli, sağlam dağlar yerleştirdik ve size (o dağlardan çıkan) tatlı su ihsan ettik.
28. Yalanlayanların o gün vay haline!
29. “Haydi, yürüyün (dünyada iken) hep yalanladığınız o (Ateş’e)!
30. “Üç sütun halinde yükselen kapkara dumanın gölgesine!”
31. Ama o, ne serinlik veren bir gölgedir, ne de alevlerden koruyan bir gölge.
32. O Ateş, saraylar büyüklüğünde kıvılcımlar atar,
33. Sarı deve sürüleri gibi dağılan kıvılcımlar.
34. Yalanlayanların o gün vay haline!
35. Bugün, onların tek bir kelime bile edemeyecekleri bir gündür;
36. Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesin, mazeret beyan edebilsinler!
37. Yalanlayanların o gün vay haline!
38. “Bugün, Hüküm ve Ayrışma Günü’dür. İşte, sizi ve sizden önce gelip geçmiş yalanlayıcıları bir araya topladık.
39. “(Cezamdan kurtulmak için) varsa bir düzeniniz, bir hileniz, hiç durmayın, hemen uygulayın onu Bana karşı!”
40. Yalanlayanların o gün vay haline!
41. Allah’a gönülden saygı duyan ve O’na karşı gelmekten sakınanlar ise gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar.
42. Arzu ettikleri meyvelerin arasında.
43. “Dünyada işlediklerinizden dolayı afiyetle yiyin için!”
44. Biz, Allah’ın kendilerini gördüğünün şuuru içinde iyiliğe kilitlenmiş olanları işte böyle mükâfatlandırırız.
45. Yalanlayanların o gün vay haline!
46. Siz (yalanlayıcılar), şu pek kısa ömür de yiyin ve zevkedin bakalım! Gerçek şu ki siz, hayatları günah hasadından ibaret suçlularsınız!
47. Yalanlayanların o gün vay haline!
48. Onlara, “Allah’ın huzurunda boyun eğin, ibadetle O’na kullukta bulunun!” dendiğinde boyun eğmezler.
49. Yalanlayanların o gün vay haline!
50. Bu Kur’ân’a da inanmadıktan sonra gayrı hangi söze inanacaklar?