Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 555
5. Onlara, “Gelin, Rasûlüllah’ın huzuruna varın, sizin için Allah’tan bağışlanma dilesin.” dendiğinde, “olmaz” manâsında başlarını çevirirler ve kibirlene kibirlene yan çizdiklerini görürsün.
6. Aslında, onlar hakkında bağışlanma dilemişsin ya da dilememişsin, onlar için farketmez. Allah, onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, (kalbleri inkârla çürümüş olan ve) yoldan çıkmışlığı tabiat haline getirenlere hidayet bahşetmez.
7. Onlar öyle bedbaht kimselerdir ki, “Rasûlüllah’ın etrafındaki fakirlere infakta bulunmayın, ta ki dağılıp gitsinler!” diye propaganda yaparlar. Oysa, göklerin ve yerin hazineleri Allah’a aittir, ama (gerçeğe hiç nüfuzu olmayan) münafıklar bunun idrakinde değillerdir.
8. Diyorlar ki: «Andolsun, eğer Medine'ye dönersek şerefli olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır.» Şeref ancak Allah'ın, O'nun Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
9. Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız (kalblerinizi kendilerine çekerek) sakın sizi Allah’ı anmaktan, (O’na ibadetten ve O’nun Kitabı’ndan) alıkoymasın. Kim böyle yaparsa, muhakkak ki onlar kaybedenlerdir.
10. Hanginize olursa olsun, ölüm gelip çatmadan önce, size bahşettiğimiz imkânlardan (Allah yolunda ve muhtaçlar için) harcayın. (Harcayın ki, ölüm başa gelince kimse,) “Rabbim, ne olur bana biraz daha süre tanısan da, bol bol hayır yapsam ve salihlerden olsam!” demesin.
11. Allah, vadesi gelen hiçbir kimseye artık daha fazla süre tanımaz. Allah, işlediğiniz her şeyden hakkıyla haberdardır.