Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 548
17. Neticede (şeytanın da, kandırıp küfre düşürdüğü kimsenin de) âkıbeti, içinde sonsuzca kalmak üzere Ateş’e girmektir. Budur zalimlerin cezası.
18. Ey iman edenler! Allah’a gönülden saygı besleyin ve O’na karşı gelmekten sakının; her bir kimse, yarını için ne gönderdiğine dikkat etsin. Allah’a karşı gönülden saygılı olun ve O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdardır.
19. Allah’ı unutup da, Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın! Onlardır yoldan çıkmış olanlar.
20. Cehennemliklerle Cennet ehli elbette bir olmaz. Cennet ehli, işte onlardır gerçekten başaran ve kazananlar.
21. Bu Kur’ân, (öylesine haşmetli, değerli, öylesine önemli mesajlarla yüklü ve öyle bir marifet hazinesidir ki,) eğer onu bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, (onca cesametine rağmen) o dağın, Allah’a olan derin saygı ve taziminden dolayı başını eğip parça parça olduğunu görürdün. İnsanlar için böyle temsillerde bulunuyoruz ki, sistemlice düşünüp gerekli dersi alsınlar.
22. Allah O’dur ki, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Gaybı da, şahadeti de (duyu ötesini de, duyuların algı sahasına giren her şeyi de) bilir. O, Rahmân (rahmetiyle her varlığı kuşatan)dır; Rahîm (ayrıca hususî rahmeti de pek bol olan)dır.
23. Allah O’dur ki, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Melik (varlık üzerinde mutlak hakim)dir; Kuddûs (Kendisi her türlü eksik ve lekeden uzak olduğu gibi, kâinatı da daima tertemiz tutan)dır; Selâm (kurtuluş ve esenliğin mutlak kaynağı)dır; Mü’min (şüpheleri giderip imanı bahşeden ve tam emniyet veren)dir; Müheymin (bütün varlık üzerinde gözetleyici, koruyucu)dur; Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte mutlak üstün ve galip)tir; Cebbâr (varlığı hükmü altında tutan, haksızlığı giderip hakkı sahibine veren)dir; Mütekebbir (mutlak büyüklüğe ve büyüklüğünü ilan etmeye tek hak sahibi)dir. Allah, kulların Kendisine koştuğu şirkten mutlak manâda münezzehtir.
24. Allah O’dur ki, Hâlik (yegâne Yaratıcı)dır; Bârî (pak, ortaklar edinmekten mutlak manâda uzak Yaratıcı)dır; Musavvir (her varlığa ona en uygun şekli veren)dir. O’nundur en güzel isimler. Göklerde ve yerde ne varsa O’nu tesbih (O’nun her türlü noksandan ve ortakları bulunmaktan mutlak manâda uzak olduğunu ikrar ve ilan) eder. Ve O, Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte mutlak üstün ve galip)tir; Hakîm (her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan)dır.