Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 530
28. “Onlara bildir ki, sudan (deve ile) nöbetleşe faydalanacaklar. Sırası gelen, suyun başında olacak.”
29. Fakat (sudan nöbetleşe faydalanma hükmümüze uymadılar ve dişi deveyi öldürmek için plan yaptılar da,) arkadaşlarını (ülkedeki dokuzlu çete reisinden en azgınını) çağırdılar. O da, sudan faydalanma günü gitti ve dişi deveyi boğazladı.
30. Ama görün, nasılmış Benim cezalandırmam ve nasıl gerçekleşirmiş tehditlerim!
31. Üzerlerine tek bir çığlık gönderdik, müthiş bir patlama; ve neticede bir çobanın davar ağılı yapmak için topladığı kuru ot ve ağaç kırıntıları gibi oluverdiler.
32. Gerçek şu ki, Kur’ân’ı (insanın dilinde indirmekle) Allah’ı anma, onu indirmekteki gayesini anlama ve ondan gereken dersi alma adına kolaylaştırdık. Yok mudur düşünüp ders alacak?
33. Lût’un halkı da kendilerine yapılan onca ikazı yalanladı.
34. Biz de hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik, ama Lût’un ailesi hariç. Onları seher vakti kurtardık,
35. Tarafımızdan bir nimet olarak. Kim şükrederse, onu işte böyle kurtarırız.
36. Lût onları, günahkârları tutup yakalamamızın pek şiddetli olacağını söyleyerek uyarmıştı. Ama onlar, uyarılara kulak vermeyip, sürekli mücadeleye giriştiler.
37. Lût’un misafirlerine karşı niyetlerini bozdular ve sürekli gel–gitlerle O’nu rahatsız ettiler. Biz de gözlerini silme kör ettik. “Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimin sonucunu!”
38. Önüne geçilemez kalıcı bir azap kendilerini sabahleyin bastırıverdi.
39. “Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimin sonucunu!”
40. Gerçek şu ki, Kur’ân’ı (insanın dilinde indirmekle) Allah’ı anma, onu indirmekteki gayesini anlama ve ondan gereken dersi alma adına kolaylaştırdık. Yok mudur düşünüp ders alacak?
41. Firavun oligarşisine de uyarılarda bulunuldu.
42. Ama kendilerine gösterilen bütün mucizelerimizi, bütün delillerimizi yalanladılar. Biz de kendilerini mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte mutlak üstün ve galip ve her işe gücü yeter bir Zât’a yaraşır tarzda yakalayıverdik.
43. Şimdi (ey Mekkeliler), sizin içinizdeki kâfirler sizden önceki o kâfirlerden daha mı varlıklı, daha mı güçlü, yoksa İlâhî kitaplarda sizin Allah’ın cezasından muaf olduğunuza dair bir senediniz mi var?
44. Yoksa o kâfirler, “Biz, dayanışma halinde yenilmez bir topluluğuz” mu diyorlar?
45. Ama bilsinler ki, yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.
46. Onları asıl bekleyen ise, Kıyamet’tir; Kıyamet’in dehşeti çok daha müthiş, çok daha acıdır.
47. Hayatları günah hasadından ibaret olan inkârcı suçlular, Cennet’in çok uzağında ve alevli ateşler içinde olacaklardır.
48. O gün Ateş’te yüzleri üstü süründürülürler: “Tadın Cehennem’in temasını!”
49. Muhakkak ki Biz her bir şeyi belli bir ölçü ile yarattık.