Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 478
12. Bunun üzerine O da, (göğün yerinde bulunan gaz bulutlarını) iki gün içinde yedi gök olarak şekillendirdi ve her bir göğe kendine ait işi vahyetti. Ve Biz, (yere) en yakın (görünen) dünya semasını lambalarla (yıldızlarla) süsledik ve (çökmeye, yıkılmaya, bir de sema ehlinin konuşmalarını dinlemeye teşebbüs eden şeytanlara karşı) koruma altına aldık. Bütün bunlar, Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip,) ve Alîm (her şeyi hakkıyla bilen)in takdiridir.
13. (Böyle bir Allah’a davetten) halâ yüz çeviriyorlarsa, onlara de ki: “Sizi, Âd ve Semûd halklarını yıldırım gibi çarpan bir cezanın sizi de çarpabileceği gerçeğine karşı uyarıyorum.”
14. Rasûller, onlara bütün meşrû vasıtaları kullanarak ve gerçeğin bütün delillerini sunarak (şu mesajı ilettiler): “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin!” Onlar ise, “Eğer Rabbimiz (bize rasûller göndermeyi ve onlarla bizi uyarmayı) dileseydi, muhakkak melekler indirirdi. Öyle yapmadığına göre, biz de sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz her şeyi ret ve inkâr ediyoruz.” diye karşılık verdiler.
15. Âd halkı, hiçbir gerçek ve hak–hukuk tanımadan ülkelerinde büyüklük tasladı ve hep zalimce davrandılar; “Var mı” dediler, “bizden daha güçlü–kuvvetlisi?” Oysa, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan çok daha güçlü olduğunu görmemişler miydi? Onlar, Bize işaret eden bütün deliller, gönderdiğimiz vahyî gerçekler karşısında bile bile diretiyorlardı.
16. Neticede üzerlerine o felâket günlerinde şiddetli bir kasırga gönderdik ve böylece onlara dünya hayatında rüsvaylık azabını tattırdık. Âhiret azabı ise çok daha rüsvay edicidir. Orada asla bir yardım da görmezler.
17. Semûd’a gelince: Onlara da doğru olan yolu gösterdik, fakat onlar doğru yolda gitmektense körlüğü (ve dolayısıyla sapkınlığı) tercih ettiler. Neticede, bizzat işledikleri kötülükler ve kazandıkları günahlar sebebiyle başlarına yıldırım gibi inen alçaltıcı bir azap kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi.
18. İman edip, Bize gönülden saygı duyan ve karşı gelmekten, dolayısıyla azabımızdan sakınanları ise kurtardık.
19. Gün gelecek, Allah’ın bütün düşmanları mezarlarından diri olarak çıkarılıp Ateş’e sokulmak üzere bir araya toplanacak ve (hesap yerine) sıra sıra sevk olunacaklardır.
20. Nihayet oraya ulaştıklarında kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri bütün kötülükleri söyleyip, aleyhlerinde şahitlik yapacaktır.