Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 459
6. O, sizi tek bir nefisten yaratmış, onunla aynı tür ve mahiyetten eşini var etmiş ve sizin için çift çift sekiz evcil hayvan indirmiştir. Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde peşpeşe yaratılış merhalelerinden geçirerek yaratmaktadır. İşte bütün bunları yapan Allah’tır sizin Rabbiniz, O’na aittir bütün kâinatın mutlak mülkiyet ve hakimiyeti. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Böyle iken, nasıl oluyor da farklı farklı inançlara yönlendirilebiliyorsunuz?
7. Eğer O’nunla ilgili bütün bu gerçeklerin üstünü örtüp küfre sapıyorsanız, bilin ki Allah, sizden mutlak manâda bağımsızdır ve hiçbir şekilde size de, inanmanıza da ihtiyacı yoktur. Şu kadar ki O, kulları için nankörlük ve küfürden razı olmaz; eğer şükredip iman ederseniz, O sizin hakkınızda bundan razı olur. Ve hiç kimse, bir başkasının günah yükünü çekmez ve başkasının günahıyla yargılanmaz. Neticede Rabbinizedir hepinizin dönüşü ve O, (dünyada) neyi ve ne maksatla yapıyor idiyseniz, bunların ne manâya gelip, ne netice verdiğini size bildirecek ve her birinden sizi hesaba çekecektir. Hiç şüphesiz O, sînelerin özünü, onlarda saklı tutulan bütün sırları hakkıyla bilendir.
8. İnsan (öyledir ki), başı derde girince gönülden O’na yönelerek Rabbisine yalvarır; ama biraz sonra Allah ona Kendi katından bir nimet ve imkân verince, bu defa daha önce O’na yalvardığını unutur ve Allah için denkler, ortaklar uydurmaya başlar, böylece O’nun yolundan hem kendi sapar, hem de başkalarını saptırır. (Böylesine) de ki: “Küfür ve nankörlüğün içinde hayattan biraz daha kâm al bakalım. Nasıl olsa, Ateş’in yoldaşlarındansın.”
9. Böyle biri, gece saatlerinde Allah karşısında boyun büküp ibadete duran, secde edip kıyamda kalan, Âhiret’ten endişe eden ve Rabbisinin rahmetini uman (mü’min) insan gibi midir? De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ne var ki, (böylesi hakikatler üzerinde) ancak gerçek idrak sahipleri düşünür ve onlardan ders çıkarır.
10. (Ben’den naklen onlara) de ki: “Ey iman etmiş bulunan kullarım! Kalbiniz O’na karşı saygıyla dopdolu olarak, Rabbinize karşı gelmekten, dolayısıyla O’nun azabından sakının. Bu dünyada Allah’ın kendilerini gördüğünün şuuru içinde hep iyilik düşünen ve iyilik yapanların karşılığı mutlak iyiliktir. (Yalnızca O’na ibadet etme imkânına kavuşmak için) Allah’ın arzı geniştir. (Allah’a ibadet edebilme yolunda) her türlü sıkıntıya katlananlara mükâfatları hiç şüphesiz hesapsız bir tarzda ödenecektir.