Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 458
84. “Allah buyurdu: “(Her emrim, her yaptığım) gerçeğin ta kendisidir. Şu anda da gerçeği beyan ediyorum:
85. “Hiç şüphesiz Cehennem’i seninle ve o insanlar içinde sana uyanların tamamıyla dolduracağım.”
86. (Rasûlüm,) de ki: “(Kur’ân’ı tebliğ görevim) karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum; kendiliğinden bir iddia içinde bulunan biri de değilim.
87. “O (şerefli) Kur’ân, başka değil, ancak bütün şuurlu varlıklar için bir öğüt, bir hatırlatma, bir yol göstermedir.
88. “Şurası kesin ki, gün gelecek, onun ve anlattıklarının ne manâya geldiğini mutlaka bileceksiniz.”
1. Bu, Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip), Hakîm (her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan) Allah tarafından parça parça indirilmekte olan Kitap’tır.
2. Biz, sana Kitabı gerçeğin ta kendisi olarak ve inişi esnasında da kendisine hiçbir bâtıl yol bulamayacak şekilde indiriyoruz. O halde, Din’i bütün yanlarıyla içten kabul ederek ve sadece O’nun rızasını hedef alarak Allah’a ibadet et.
3. Dikkat edin: Gönülden, tam bir samimiyetle, her türlü şirk, nifak ve dünyevî maksattan uzak iman, ibadet ve itaat ancak Allah’a mahsustur. (İnsanlardan olsun, melek veya cinlerden olsun,) O’ndan başka birtakım koruyucular ve işlerin havale edileceği merciler edinip de, “Biz onlara ancak bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” diyenlere gelince, Allah, onlarla mü’minler arasında bu şekilde tuttukları farklı yollarla ilgili hükmünü elbette vere cektir. Allah, yalancı ve alabildiğine nankör hiç kimseye hidayet nasip etmez.
4. Eğer Allah evlât edinmek isteseydi, (bu konuda kimseye seçim hak ve yetkisi tanımaz ve) yarattıklarından dilediğini seçerdi. Ama O, evlât edinmekten mutlak manâda münezzehtir. Allah’tır O, Mutlak Bir ve bütün kâinat üzerinde Mutlak Hakim’dir.
5. O, gökleri ve yeri hak bir gaye için, yerli yerince ve gerçeğe dayalı sabit bir sistem üzerinde yarattı. Sürekli olarak geceyi gündüzün başına dolar, gündüzü de gecenin başına dolar. Güneşi ve ayı da emri altında hizmetinize sunmuştur. Her bir gezegen, (semâ okyanusunda) belirli bir süreye kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki O, Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galiptir; Kendisine karşı çıkanlara hak ettikleri cezayı verir); Ğaffâr (tevbe ve imanla Kendisine yönelenlere karşı ise bağışlaması pek bol olan)dır.