Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 45
265. Mallarını, Allah’ın rızasının nerede yattığını, O’nun nelerden razı olduğunu kollayarak ve içlerindeki imanı takviye edip kökleştirmek için infak edenlerin durumu ise, yüksek bir yerde bulunan güzel bir bahçeye benzer. Bir bahçe ki, üzerine bol yağmur yağar ve ürününü iki kat verir. O kadar ki, bol yağmur düşmese bile bir çisinti yetişir. Allah, her ne yapıyorsanız onu çok iyi görmektedir.
266. Hiçbiriniz arzu eder mi ki, hurmalık ve üzüm bağlarından bir bahçesi olsun; (bir bahçe ki,) içinde çaylar akıyor ve sahibi için her türlü mahsul yetişiyor; ama sahibinin üstüne ihtiyarlık çökmüş, üstelik bir de küçük, zayıf, bakıma muhtaç çocukları ve torunları var: tam bu durumda yakıcı bir bora çıksın da, bahçeyi kasıp kavursun? Allah, âyetleri (gerçeği gösteren delil ve işaretleri) işte böyle açıklar ki, üzerlerinde iyice düşünüp (gereğince davranasınız).
267. Ey iman edenler! Ürettiğiniz malların, kazancınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın iyi, temiz ve helâl olanından infak ediniz; göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı ve kötü mallardan vermeye yeltenmeyiniz. Bilin ki Allah, mutlak servet sahibi, (dolayısıyla kullarının infakından) mutlak müstağnîdir; (bütün ihtiyaçlarınızı gideren ve rızkınızı veren Rabbiniz olarak) hakkıyla hamde ve övgüye lâyıktır.
268. Şeytan sizi (hayırda ve gerekli yerlere harcamakla) fakir olacaksınız diye korkutur ve sizi cimriliğe, (malınızı harcama yeri olarak) çirkin işlere ve ahlâksızlığa teşvik eder. Allah ise size Kendi katından, (sizin tahmin edemeyeceğiniz) bir bağışlanma ve hiç karşılıksız bol bol lütuf va’dediyor. Allah, (rahmet ve lütfuyla) her varlığı kucaklayan, (merhametiyle) kullarına genişlik gösterendir; her şeyi hakkıyla bilendir.
269. O, hikmeti dilediğine verir. Her kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çok büyük bir hayır, (her maldan daha çok ve daha kıymetli bir servet) verilmiştir. Fakat (bütün bu hakikatları) ancak gerçek akıl ve idrak sahipleri anlar, üzerinde düşünür ve gerekli dersi alırlar.