Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 371
84. “Bana gelecek nesiller arasında hayırla anılmamı nasip buyur.
85. “Ve beni içinde nimetlerin kaynadığı Cennet’in mirasçılarından kıl.
86. “Atamı da bağışla; çünkü o, sapıp gitmişler içinde bulunuyor.
87. “Beni rüsvay etme insanların diriltilip bir araya toplanacağı gün;
88. “Fayda vermeyeceği gün ne malın, ne çocukların;
89. “Ancak Allah’a tertemiz ve her türlü (manevî) hastalıktan uzak bir kalble gelen bir kişi olmanın (fayda vereceği).”
90. O gün Cennet, kalbleri Allah’a karşı saygıyla dopdolu olan ve O’na itaatsizlikten, dolayısıyla O’nun azabından sakınanlar için yaklaştırılır;
91. Alevli Ateş ise azgın isyankârlar için yayılıp açılır.
92. Ve onlara seslenilir: “Nerede o dünyada iken taptıklarınız,
93. “Allah’tan başka? Şimdi size bir yardımları dokunuyor mu, en azından kendilerine olsun faydaları var mı?”
94. Sonra, hepsi baş aşağı Cehennem’e fırlatılır; o (kendilerine tapılan putlar, önlerinde eğilinen tağutlar) ve o sapkın isyankârlar;
95. Ve bütün İblis orduları.
96. Orada birbirlerini suçlamaya başlarlar. (Sapkın isyankârlar,) der:
97. “Allah’a yemin olsun, gerçekten biz besbelli bir sapıklık içindeydik.
98. “Sizi Âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.
99. “Ama bizi saptıranlar, hep o hayatları günah hasadından ibaret inkârcı suçlular oldu.
100. “Gayri bir şefaatçimiz de yok;
101. “Ne de candan bir dostumuz.
102. “Ne olur, bize bir şans daha tanınsa da dünyaya döndürülsek; o zaman mutlaka mü’minlerden oluruz!”
103. Bütün bu olup bitenlerde (İbrahim’in yaşadıklarında) elbette çok önemli bir ibret vardır. Doğrusu, o halkın çoğu mü’min değildi.
104. Şüphesiz ki senin Rabbin, O’dur Azîz, O’dur Rahîm.
105. Nuh’un halkı da (Nuh’u yalanladı ve O’nu yalanlamakla bütün) rasûlleri yalanlamış oldular.
106. Kardeşleri Nuh onlara şu tebliğde bulunmuştu: “Allah’a gönülden saygı duymalı ve O’na isyandan, dolayısıyla O’nun azabından sakınmalı değil misiniz?
107. “Şüphesiz ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
108. “O halde artık Allah’tan korkun, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
109. “Ben, bu davetim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretimi verecek olan ancak Âlemlerin Rabbi’dir.
110. “Artık Allah’tan korkun, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
111. “Şimdi, seni izleyenlerin toplumun en süflîleri olduklarını görüp dururken sana inanmamızı nasıl beklersin?” dediler.