Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 364
44. Yoksa sen, o müşriklerin çoğu gerçekten işitir veya düşünüp aklederler mi sanırsın? Onlar, sürü hayvanları gibidir (ve nefsanî arzuları nereye çekerse oraya giderler); hattâ daha yol bilmez ve dolayısıyla yol gösterilmeye daha çok muhtaçtırlar.
45. Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Eğer dilemiş olsaydı, hiç şüphesiz onu hareketsiz de kılardı. Ama böyle yapmayıp, güneşi ona rehber kıldık.
46. Sonra, onu yavaş yavaş dürer, Kendimize doğru çekeriz.
47. O Allah ki, geceyi sizin için bir örtü, uykuyu istirahat ve gündüzü de hayata uyanıp, çalışmak üzere yeryüzünde dağılma vakti kıldı.
48. O Allah ki, rahmetinin önünden müjdeci olarak rüzgârları gönderir. Ve gök tarafından tertemiz bir su indiririz
49. O suyla, ölmüş bir diyara hayat bahşeder ve yarattıklarımızdan nice hayvanların ve insanların su ihtiyaçlarını karşılarız.
50. Onu kendisine muhtaç varlıklar ve yerler arasında (hikmetimiz gereği) dağıtır, (bazı yerlere bazı yıllarda fazla verirken, bazı yıllarda az veririz): acaba bu hususta olsun düşünür ve gerekli dersi çıkarırlar mı? Ama ne var ki, insanların pek çoğunun oldukça nankör kesilmekten başka bir şey yaptığı yok.
51. Eğer dilemiş olsaydık, her şehre uyarıcı olarak ayrı bir rasûl gönderirdik.
52. (Fakat ey Rasûlüm, senin misyonu evrensel son uyarıcı olmanı diledik.) Bu sebeple, kâfirlere asla uyma, (onların sözlerine, tekliflerine itibar etme). Fakat Kur’ân’a dayanarak onlara karşı büyük sabır isteyen çok yönlü, çok kapsamlı ve yılmak bilmez bir mücahede gerçekleştir (Kur’ân’ı ve ondaki hakikatleri yılmadan anlat onlara)!
53. O Allah ki, biri tatlı ve içilir, diğeri tuzlu ve acı iki büyük su kütlesini salıverdi; fakat birbirlerine karışmamaları için aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koydu.
54. O Allah ki, ‘su’dan insan cinsini yaratmış ve onu soy ve evlilik bağlarıyla bir nesil, büyük bir nüfus haline getirmiştir. Senin Rabbinin gücü her şeye yeter.
55. Ne var ki bazı insanlar, Allah’ı bırakıp, (fayda ve zarar verme gücü bulunmayan, bu sebeple de) onlara faydaları olmadığı gibi, zarar da veremeyecek birtakım şeyleri ilâhlaştırmakta, onlara ibadet ve dua etmektedirler. Gerçekten kâfir, (kendisini yaratan, yaşatan) Rabbisi aleyhinde gördüğü her şeye arka çıkar.