Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 36
225. Allah, kasdî olmayan, yalan yere yapılmayan ve çok farkında olmadan dilinizden dökülüveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz; fakat kalblerinizin (yalan, kasıt ve niyet sebebiyle) kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah, (kullarını) çok bağışlayandır, (kullarının hataları karşısında) çok sabırlı, çok müsamahalıdır.
226. Kadınlarına yaklaşmama yemini (i’lâ) edenler için dört ay mühlet vardır. Eğer bu süre içinde (kefaretle) i’lâdan vazgeçip yaklaşırlarsa, şüphesiz ki Allah (kullarını) çok bağışlayandır, (bilhassa mü’minlere karşı hususî) rahmet ve merhameti pek bol olandır.
227. Eğer (süre dolar da) boşanmaya karar verirlerse, Allah (her ne söylerseniz) çok iyi işitendir; (ne söyleyip ne yaptığınızı ve niçin yaptığınızı) çok iyi bilendir; (dolayısıyla bunun şuurunda olarak davranın.)
228. Boşanmış kadınlar, kendilerini tutup üç âdet (süresi) beklerler. Eğer Allah’a ve Âhiret Günü’ne inanıyorlarsa, rahimlerinde Allah’ın yarattığını (hayz halini veya hamileliği) gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Bu süre içinde kocaları şayet barışmak isterlerse, onları tekrar almaya başkalarından daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde Allah’ın koyduğu fıtrat kanunları ve toplum tarafından Din’e zıt olmamak üzere kabul edilmiş örf çerçevesinde yerine getirilmesi gereken hakları vardır. Bununla birlikte erkekler, (vazife ve sorumluluklarına mukabil) kadınlar üzerinde fazladan bir derece sahibidirler. Allah, izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galiptir; her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır.
229. Boşama iki defadır. Her birinin sonunda, ya erkek hanımını (Din’in, örfün emrettiği) güzellikle tutar veya daha öte bir güzellikle ve gönlünü alarak salar. Boşanma durumunda, (nikâh sırasında mehir ve daha sonra mal olarak) kadınlara verdiğinizden herhangi bir şeyi geri almanız helâl değildir –meğerki eşler, evliliğin devamıyla Allah’ın çizdiği sınırlara riayet etmekten endişeye düşüp (başka şartlarda ayrılmak için aralarında anlaşmış bulunsunlar). Eğer eşlerin, (geçimsizlik veya birbirlerini sevememeleri sebebiyle) Allah’ın koyduğu sınırlara riayet edemeyip (gayrı meşrû yollara sapmalarından) endişe duyarsanız, bu durumda kadının ayrılmak için kocasına (mehri iade etmesi veya daha başka) mal vermesinde, (kocasının da onu almasında) üzerlerine günah yoktur. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır, sakın onları aşmayın. Kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, böyleleri düpedüz zalimlerdir.
230. Eğer erkek, (iki defa boşayıp döndükten sonra hanımını üçüncü defa) boşarsa, o kadın (gönlüyle) bir başka erkeği nikah edip (başka kocaya varıp, ondan da boşanmadan) artık bir daha kendisine helâl olmaz. Eğer (sonradan vardığı koca) onu boşayacak olursa bu takdirde, (kadın ile ilk kocası anlaşıp geçinebileceklerine ve bir arada bulundukları sürece) Allah’ın koyduğu sınırlara riayetle (gayrı meşrû yollara teşebbüs etmeyeceklerine) kanaat getirirlerse, birbirlerine dönmelerinde üzerlerine bir günah yoktur. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır ki, (Allah) onları (sebep, hikmet ve faydalarıyla anlamaya çalışan ve) bilen bir topluluk için açıklıyor.