Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 342
1. Mü’minler, muhakkak kurtuldu ve gerçek mazhariyete ulaştılar.
2. Onlar, namazlarında (Allah’ın huzurunda bulunuyor olmanın şuuruyla) tam bir saygı, tevazu, içtenlik ve teslimiyet içindedirler.
3. Onlar, her türlü boş, faydasız ve manâsız sözlerden ve davranışlardan yüz çevirir ve uzak dururlar.
4. Onlar, infakta bulunarak (hem servetlerini, hem de kalblerini) arındırmak için sürekli faaliyet halindedirler.
5. Onlar, mahrem yerlerini (açılmaktan ve başkalarına karşı) titizlikle korurlar.
6. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri müstesna. Bunlarla olan münasebetlerinden dolayı kınanmazlar.
7. Kim de bunun ötesine geçmeye yeltenirse, öyleleridir sınır tanımazlar.
8. O mü’minler, üzerlerindeki ve kendilerine tevdi edilen her türlü emaneti, vazifeyi dikkatle gözetir ve verdikleri sözleri tastamam yerine getirirler.
9. Onlar, bütün şartları ve rükünleriyle birlikte namazlarını kusursuz olarak eda eder ve hiç geçirmezler.
10. İşte o kutlu insanlardır vâris olanlar;
11. Onlar, (Cennet’te en yüksek makam olan) Firdevs’e vâris olacaklardır. Orada sonsuzca kalacaklardır onlar.
12. Gerçek şu ki, Biz insanı (başlangıçta) süzme bir çamurdan (ve müteakiben her bir insanı da, yağmurlarla ekime hazır hale gelmiş toprakta bulunan ve onda yetişip, gıda olarak babaların ve annelerin vücuduna giren madenî, nebatî ve hayvanî unsurlardan) yarattık.
13. Sonra onu, (anneden ve babadan gelen) birkaç damla sıvı, bir tohum halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
14. Sonra da, o tohumu rahim duvarına yapışan yapışkan bir madde yaptık. Ardından, bu yapışkan maddeyi bir çiğnem et gibi görünen bir cisme dönüştürdük; bunu müteakiben, bu bir çiğnem et görünümündeki cismi kemikler haline getirdik; derken bu kemiklere et giydirdik. Nihayet onu, (kendisine ruh üfleyerek) bir başka yaratılışta ortaya çıkardık. O eşsiz, emsalsiz en güzel yaratıcı olan Allah ne yücedir, bütün nimet ve bereketlerin asıl kaynağıdır !
15. Bütün bunlardan sonra, siz ey insanlar, ölürsünüz, ölmeye mahkûmsunuz.
16. Sonra da, Kıyamet Günü hiç şüphesiz diriltileceksiniz.
17. Bakın, üzerinizde de tabaka tabaka yedi gök, (kendileri boyunca meleklerin seyeran ettiği, Allah’ın emirlerinin inip, şuurlu varlıkların amellerinin yükseldiği) yedi yol yarattık. Biz, yaratmaktan da, bütün hususiyetleriyle yarattıklarımızdan da habersiz ve onları unutup kendi başlarına bırakmış değiliz.