Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 333
6. Böyledir, çünkü Allah, evet O, Hakk’tır; (değişmezMutlak Gerçek’tir; her sözü, her icraatı hakikattır ve belli bir gayeye yöneliktir); hiç şüphesiz O, ölüleri diriltecektir ve yine hiç şüphesiz O, her şeye hakkıyla güç yetirendir.
7. Yine şu da bir gerçek ki, Kıyamet mutlaka gelecektir: bunda en ufak bir şüphe yoktur. Ve Allah, hiç kuşkusuz kabirlerde yatan ölüleri diriltecektir.
8. Hakikat bu iken insanlar içinde öylesi var ki, Allah hakkında tartışır durur da, ne dayandığı kesin bir bilgi vardır, ne bir delil ve marifete istinat eder, ne de kalbleri ve zihinleri aydınlatan İlâhî bir Kitaba.
9. Kibirli kibirli tartışmasını sürdürür ve bütün maksadı, insanları Allah’ın Yolu’ndan saptırmaktır. Böylesinin hakkı dünyada rüsvaylık olduğu gibi, Kıyamet Günü de ona o yakıcı azabı tattırırız.
10. “Bu azap, dünyada iken bizzat kazanıp buraya gönderdiğin günahlarının sonucudur. Yoksa Allah, kullarına asla zulmedici değildir.”
11. İnsanlar içinde öylesi de vardır ki, Allah’a kenarından (ve tek bir gayeyi gözeterek) ibadet eder. Bu bakımdan, beklentisi gerçekleşir de bir iyilik görürse onunla rahatlar ve sevinir. Yok, bir sıkıntı ve imtihana maruz kalırsa, yüzüstü dönüverir. Dünyasını da mahvetti, âhiretini de. İşte budur apaçık hüsran.
12. Öylesi, Allah’ı bırakır da, (zarar ve fayda vermeye gücü yetmeyen, dolayısıyla) kendisine zararı da faydası da olmayacak şeylere yalvarır. Budur, doğru yolun en uzağına düşme.
13. Faydadan çok zarar getirecek kişiye (büyük bildiklerine, reislere, bir takım otoritelere) yalvarır tapınırcasına. Oysa yalvardığı o kişi, gerçekte ne fena bir efendi, ne fena bir yandaştır!
14. Halbuki Allah, iman edip, imanları istikametinde sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanları (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Kuşkusuz Allah, her ne dilerse yapar.
15. Kim Allah’ın, Rasûlü’ne dünyada (şanını yüceltme ve dinini hakim kılma konusunda) ve Âhiret’te (O’nu rahmetiyle sarıp sarmalama hususunda) yardım etmeyeceğini sanıyorsa, o halde hiç durmasın, (Allah’ın söz konusu yardımına, hattâ O’na Kur’ân’ı da indirmesine engel olmak için) elinden ne geliyorsa yapsın: o kadar ki, bir yolunu bulup göğe çıksın, nefessiz kalıncaya kadar uğraşıp didinsin ve baksın bakalım, kurduğu tuzaklar bir işe yarıyor ve gayzını yatıştırmaya yetiyor mu?