Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 328
73. Onları emrimiz ve yönlendirmemizle insanlara doğru yolu gösteren önderler yaptık. Kendilerine her türlü hayrı işlemeyi, bütün şartlarına uyarak, vaktinde ve aksatmadan namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar, kendilerini Bize ibadete adamış kullarımızdı.
74. Lût’u da, (aynı şekilde bu önderlerden kıldık ve) kendisine her meselede doğru ve yerinde karar verebilme, doğru ile yanlışı ayırt edebilme kabiliyeti, hikmet ve ilim verdik. Onu iğrenç işler yapan memleket halkından kurtardık. Gerçekten o halk, kötülüğe batmış ve bütünüyle yoldan çıkmış bir güruhtu.
75. Onu, ayrıca rahmetimizle sarıp sarmaladık. Doğrusu O, daima meşrû, yerinde, sağlam ve ıslaha dönük işler yapan seçkinlerdendi.
76. Nuh’u da söz konusu önderlerden kıldık. O, (İbrahim’den ve Lût’tan da) önce yaşamış ve Bize yakarmıştı. Biz de, yakarışını kabul buyurup, O’nu ve ev halkıyla birlikte kavminden de kendisine iman ederek gerçek ve has ailesi içine dahil olanları o çok büyük âfetten kurtarmıştık.
77. Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa karşı yardım etmiştik O’na. O topluluk da gerçekten kötülüğe batmış bir güruhtu ve bu yüzden hepsini suda boğmuştuk.
78. Davud ve Süleyman da önderlerdendi. Hani bir defasında ikisi birlikte telef edilen bir ekin konusunda hüküm veriyorlardı. Geceleyin bir grup insanın koyun sürüsü bir başkasının tarlasına dalıp, ekinleri telef etmişti. Biz de, bütün peygamberlerin hükümleri gibi, o anda mahkemede olup biten her şeye de şahittik.
79. Söz konusu davada isabetli olan hükmü Süleyman’a bildirdik. Biz, peygamberlerin her birine, (kendi misyonları ve içinde bulundukları zaman ve şartlar çerçevesinde) hüküm, doğru ve yerinde karar verebilme kabiliyeti, hikmet ve ilim bahşettik. Dağları, ayrıca kuşları da, Davud’un (ibadet ve münacattaki derinliğine ve sesinin güzelliğine) ram ettik ve onlar, O’nunla birlikte tesbihte bulunuyorlardı. Bütün bunları yapan Biziz.
80. O’na sizi savaşın şiddeti ve silahların darbesinden koruması için zırh yapma sanatını da öğrettik. (Bütün bu nimetlerim karşısında) acaba gerekli şükrü yerine getiren kimseler misiniz?
81. Süleyman’ın emrine de fırtına şeklinde esen rüzgârı âmâde kıldık. O, Süleyman’ın emriyle, insanlar için bereketler ve feyizlerle donattığımız (Şam) bölgesine doğru eser (ve O’nu götürür getirirdi.) Biz, her şeyi (gerçek mahiyeti ve bütün hususiyetleriyle) bilmekteyiz.