Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 324
25. Senden önce hiçbir rasûl göndermedik ki ona, “Ben’den başka ilâh yoktur, öyleyse yalnız Bana ibadet edin!” diye vahyetmiş olmayalım.
26. Buna rağmen, bazıları da kalkıp “Rahmân bir çocuk edindi!” iddiasında bulunmaktadır. O, böyle bir şeyden mutlak manâda uzaktır. Onların evlât dedikleri melekler, O’nun ikram ve takdirine mazhar olmuş kullarıdır.
27. Ancak O’nun söylediklerini söyler, O’ nun sözünün üzerine söz katmazlar ve sadece O’nun emriyle işler, ancak O’nun emrini yerine getirirler.
28. O, onların yaptıklarını da, yapmakta olduklarını ve yapacaklarını da bilir; onlar, ancak O’nun razı olduğu mü’min kulları hakkında şefaatte bulunabilir, (onlar için bağışlanma diler ve dua eder)ler; (yoksa müşriklerin iddia ettikleri gibi, Allah katında onlar hakkında şefaatte bulunacak değillerdir). Hepsi de, O’na duydukları derin saygı ve tazim sebebiyle kalbleri tir tir titrer.
29. İçlerinden biri kalkıp da, “Allah’ın yanısıra ben de ilâhım!” diyecek olsa, ona vereceğimiz ceza Cehennem’dir. Biz, hadlerini bilmeyip de O’na ortak olmaya kalkan zalimleri böyle cezalandırırız.
30. (Kâinatın idaresini başka ilâhlara taksim eden) o küfredenler düşünüp nazara almazlar mı ki, göklerle yer kendi içlerinde dürülmüş, bitişik bir halde idi de, Biz onları birbirinden ayırdık. Canlı olan her şeyi de ‘su’dan meydana getirdik. Bu gerçek karşısında halâ iman etmeyecekler mi?
31. Yer, hareketiyle insanları sarsmasın diye orada sağlam kazıklar (dağlar) var ettik ve şaşırmadan seyahat edip, hedeflerine varabilmeleri için geniş yollar açtık.
32. Gökyüzünü de (hem şeytanlara, hem de çökmeye karşı) korunmuş bir tavan kıldık. Böyle iken (o inanmayanlar, gökyüzünde varlığımızı, birliğimizi, mutlak ve ortaksız hakimiyetimizi apaçık gösteren) bunca delili halâ görmek istemiyor, halâ onlardan yüz çeviriyorlar.
33. O’dur geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan; (güneş ve ay gibi, gök cisimlerinin) her biri, kendi yörüngesinde yüzüp durmaktadır.
34. (Rasûlüm), senden önce hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Gerçek bu iken, sen öleceksin de, (iştiyakla senin ölümünü bekleyen) o inkârcılar ebedî mi kalacaklar?
35. Her nefis, ölümü tatmaya mahkûmdur (ve dolayısıyla bir gün) onu mutlaka tadacaktır. Sizi, gerçek değeriniz nedir ortaya çıksın diye şerler ve hayırlar arasında imtihan ediyoruz. Zaten Bize dönme yolundasınız ve neticede huzurumuza getirileceksiniz.