Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 322
1. İnsanlar için hesap verme vakti yaklaştı, fakat onlar halâ koyu bir gaflet ve umursamazlık içinde dalmış gidiyorlar.
2. Ne zaman onlara kendilerini uyarmak ve aydınlatmak için yeni bir vahiy gelse, onu sadece bir oyun ve eğlenme tavrı içinde dinlemektedirler.
3. Kalbleri de geçici zevklere dalıp gitmiş. Ayrıca, (Allah’a şirk koşmakla en büyük zulmü işleyen o) zalimler, aralarında gizliden gizliye fısıldaşıp (rasûlümüz hakkında), “O da sizin gibi bir beşer, şimdi göz göre göre bir büyüye mi kapılacaksınız?” demektedirler.
4. (Rasûlümüz ise) şöyle diyor: “Rabbim, gökte olsun yerde olsun söylenen her sözü bilir. O, Semî’ (her şeyi Hakkıyla İşiten)dir; Alîm (her şeyi Hakkıyla Bilen)dir.”
5. (Kur’ân’ı nasıl bir kaynağa atfedecekleri konusunda kafaları iyice karışmışlık içinde,) “Yok yok,” dediler, “(bu bir büyü değil;) bu, olsa olsa karmakarışık rüyalardan ibaret bir şey. Hayır hayır, peygamberlik iddia eden o zat, onu kendisi uyduruyor. Hayır, öyle de değil, o zat, galiba bir şair. Şair de değil diyelim, eğer gerçekten peygamberse, daha önce gönderilmiş olan peygamberler gibi o da bir mucize gösterse ya!”
6. Ama (mucize göstermiş bulunan) o önceki peygamberlerin neticede helâk ettiğimiz kavimlerinden hiç birisi (kendilerine gösterilen mucizeden sonra) iman etmedi ki, (şimdi bunlar iman etsin!)
7. (Rasûlüm,) Biz senden önce de peygam ber olarak ancak kendilerine vahiyde bulunduğumuz erkekler gönderdik. (Ey müşrikler ve daha başkaları,) eğer bu konuda bilginiz yoksa, (Ehli Kitap âlimleri başta olmak üzere) ilim ehline, (bilhassa vahye dayalı bilgiye sahip olanlara) sorun.
8. O peygamberleri yeme–içme ihtiyacı olmayan birer bedenden ibaret kılmadık ki, (herkes gibi onlar da yiyip içmesin); sonra onlar ölümsüz de değildiler.
9. Onlara (yardım ve zafer va’dettik); va’ dimizde durduk ve hem onları hem de beraberlerinde bulunan ve kurtulmalarını dilediğimiz mü’minleri kurtardık; (kendilerine verilen hayat, akıl ve kabiliyetler gibi bütün sermayeleri boşa harcayıp) haddi aşkın davrananları ise helâk ettik.
10. (Ey Mekke halkı ve ey bütün insanlar!) Şimdi de size öyle bir kitap indiriyoruz ki, onda (dünya ve Âhiret saadetiniz adına) uymanız gereken bütün kaideler yer aldığı gibi, bütün şerefiniz de ona uymakta yatmaktadır. Buna rağmen, yine de düşünüp akletmeyecek misiniz?