Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 307
26. “Artık ye iç, gözün aydın olsun. Herhangi bir insana rastlayacak olursan, işaretle ‘Ben, Rahmân için oruç adadım. O bakımdan, bugün kimseyle konuşmayacağım!’ dersin.”
27. Meryem, çocuğu kucağına alıp, O’nunla birlikte toplumuna geldi. “Meryem,” dediler, “gerçekte sen görülmedik bir iş yaptın!
28. “Ey Harun’un kız kardeşi, baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz değildi.”
29. Meryem, (bana değil, O’na sorun manâsında) çocuğa işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşabiliriz ki?” dediler.
30. Bebek dile geldi ve konuşmaya başladı: “(Önce şunu belirteyim ki) ben, Allah’ın bir kuluyum. O, takdir buyurdu ki, bana Kitap verecek ve beni bir peygamber yapacaktır.
31. “Her nerede bulunursam bulunayım, beni insanların faydalanması adına hayır ve bereket sebebi yaptı; ve hayatta kaldığım sürece bana namaz kılıp, (imkânım olursa) zekât vermeyi ve onları insanlara emretmemi takdir buyurdu.
32. “Yine beni, anneme karşı çok içten, çok iyi davranan iyi bir evlât kıldı ve beni asla zorba ve hayırsız bir bedbaht yapmadı.
33. “Doğduğum gün de, öleceğim gün de ve diriltilip yeni bir hayata iade edileceğim gün de bana selâm olsun.”
34. İşte, hakkında (Yahudilerin ve Hıristiyanların) şüpheye düşüp tartışageldikleri Meryem oğlu İsa ile ilgili hak söz budur.
35. Allah için çocuk edinme gibi bir şey asla söz konusu olamaz; O, (yaratılmışa ait bu tür özelliklerden) mutlak manâda münezzehtir. Bir şeyin olmasına hükmettiği zaman ona sadece “Ol!” der ve o da oluverir (olma sürecine giriverir).
36. “Şüphe yok ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; o halde O’na ibadet edin. Bu, (üzerinde yürünmesi gereken) doğru bir yoldur.”
37. Ne var ki, bilâhare gruplar (Yahudiler ve Hıristiyanlar) O’nun hakkında ihtilâfa düştüler. Bütün gerçeklerin meydana çıkıp, hesapların görüleceği büyük bir günün duruşmasından dolayı vay küfredenlerin başlarına geleceklere!
38. Huzurumuza gelecekleri o gün neler işitecek, neler görecekler! (İnkâr ettikleri gerçek bütün açıklığıyla ortaya çıkacak.) Ama (Allah hakkında şirk ve benzeri yanlış inançlar besleyerek en büyük zulmü işleyen) o zalimlere o gün görüp işittikleri artık hiç fayda vermeyecek ve onlar apaçık bir kayba uğrayacaklardır.