Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 281
119. Ancak şurası bir gerçek ki senin Rabbin, kötülüğü bir an yanılıp da nefsine mağlûp olarak veya yaptığının günah olduğunu henüz bilmeden işleyip, sonra da çabucak (veya yaptığının günah olduğunu öğrenir öğrenmez) hemen vazgeçerek tevbe eden ve yolunu, davranışlarını düzeltenlerin yanındadır. Hiç şüphesiz senin Rabbin, (bu tür bir davranış karşısında) elbette çok bağışlayandır; (Kendisi’ne tevbe ile yönelen kullarına karşı hususî) rahmeti pek bol olandır.
120. Gerçekten İbrahim, selim bir kalb, dupduru bir Tevhid inancıyla Allah’a boyun eğmiş bulunan tek başına bir ümmet idi. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı.
121. Allah’ın nimetlerine daima şükrederdi. Allah O’nu seçmiş ve her bakımdan doğru bir yola iletmişti.
122. Biz, O’na dünyada iyilik (iyi hal, iyi ve güzel geçim, iyi ve temiz bir yaşayış) verdik. Elbette o, Âhiret’te de salihlerden olacaktır.
123. (Ey Rasûlüm), sana da, “Selim bir kalble ve dupduru Tevhid inancı üzerinde İbrahim’in Milleti’ne (inancına, yoluna, hayat tarzına) tâbi ol !” diye vahyettik. İbrahim, hiç bir zaman müşriklerden değildi.
124. Sebt (Cumartesi) günü çalışmanın haramlığı, (İbrahim’in inancını ve yolunu izleyen bütün topluluklara değil,) ancak o gün çalışılıp çalışılmayacağı konusunda yersiz ve sebepsiz olarak ihtilâfa düşenler hakkında hükmedildi. Rabbin, ihtilâf ettikleri hususlarda aralarındaki hükmü Kıyamet Günü elbette verecektir.
125. Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve bir mücadeleye girmen gerektiğinde, söz ve davranışında daima daha güzel olan şekli tercih et. Muhakkak ki Rabbin kimin O’nun yolundan sapıp gittiğini çok daha iyi bildiği gibi, O’nun yolu üzerinde bulunanları (ve bu yola gelecekleri de) çok iyi bilmektedir.
126. Size yapılan bir haksızlık ve kötü muameleye mukabele edecek olursanız, size yapılanın aynısıyla mukabelede bulunun. Fakat sabreder de mukabele yerine af yolunu seçerseniz, böyle davranmak, sabredenler için hiç kuşkusuz daha hayırlıdır.
127. Sen sabret; çünkü senin sabretmen ancak Allah içindir ve O’nun yardımıyladır. İnanmamakta diretenlerin tavırları ve tebliğinden yüz çevirmeleri karşısında mahzun olma ve kurmaya çalıştıkları tuzaklar sebebiyle de telâş edip darlanma.
128. Şurası bir gerçek ki Allah, Kendisine karşı gelmekten ve dolayısıyla O’nun azabından sakınan ve en azından O’nun kendilerini gördüğünün şuuru içinde davranıp, hep iyilikte bulunmayı şiar edinenlerle beraberdir.