Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 270
27. Sonra, elbette Kıyamet Günü gelecek ve o gün Allah onları rüsvay edecektir. Şöyle diyecektir (onlara): “Nerede kendileri uğrunda mü’minlere düşman kesildiğiniz ortaklarım(!)?” Kendilerine ilim nasip edilenler ise (o gün), “Her türlü rüsvaylık bugün kâfirlerin başınadır!” derler.
28. Melekler, böylesi kâfirlerin canlarını onlar (küfür ve günaha bulaşmış halde) bizzat kendilerine zulüm içindeyken alırlar. Onlar, azabı görünce teslim bayrağını çeker ve mazeret bulma gayreti içinde, “Biz, herhangi bir kötülük yapma niyeti taşımıyorduk!” derler. “Hayır, hayır! Allah, neyi ne maksatla yaptığınızı elbette çok iyi bilmektedir.
29. “Şimdi, Cehennem’de sonsuzca kalmak üzere girin bakalım kapılarından içeri! Ne de kötüdür gurur ve kibir heykellerinin yeri!”
30. “Rabbiniz ne indiriyor?” diye, Allah’a karşı gelmekten, dolayısıyla O’nun azabından sakınanlara sorulduğunda ise onlar, “Sadece hayır indiriyor.” derler. Bu dünyada Allah’ın kendilerini gördüğünün şuuru içinde iyilik düşüncesiyle yaşayan ve sürekli güzel davranışlarda bulunanlar için, (niteliğini insanların burada kavraması mümkün olmayan sürpriz) mükâfat ve güzellikler vardır. Âhiret yurdu, elbette ve bütünüyle hayırlıdır. Ne hoştur takva sahiplerinin yurdu!
31. Sonsuz nimet ve ebedî mutluluk cennetleri; oraya girerler, ırmaklar akar (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından; her ne dilerlerse vardır orada. Allah, takva sahiplerini işte böyle mükâfatlandırır.
32. Melekler, onların canlarını onlar (küfür, şirk, zulüm) kirlerinden arınık halde iken alırlar.. “Size selâm olsun!” derler: “Sürekli meşgul bulunduğunuz güzel işlerden dolayı girin Cennet’e!”
33. (O müşrik kâfirler, canlarını almak veya başlarında bir felâketin patlaması için) illâ ki kendilerine meleklerin gelmesini veya Allah’ ın azap emrinin gelip çatmasını mı bekliyorlar? Kendilerinden önceki (kâfirler de) böyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmemişti, fakat onlar, (şirk, küfür ve günahlarda diretmekle) bizzat kendilerine zulmediyorlardı.
34. Sonunda, işledikleri kötülükler başlarında patladı ve sürekli alayla karşıladıkları gerçekler onları çepeçevre kuşatıverdi.