Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 245
79. Yusuf, “Allah korusun!” diye karşılık verdi: “Biz, malımızı kimin yanında bulmuşsak onu alıkoyarız. Aksi takdirde, şurası bir gerçek ki, büyük haksızlık yapmış (zalim)lerden oluruz.”
80. Nihayet, Yusuf’un O’nu vermesinden ümitlerini kesince (çaresiz oradan ayrıldılar) ve bir tarafa çekilip aralarında konuşmaya başladılar. En büyükleri, “Bilmez misiniz ki,” dedi, “babanız, bu hususta Allah huzurunda sizden kesin söz almıştı. Daha önce Yusuf hakkında da büyük bir kusur işlemiştiniz. Babam, gelebilirsin deyinceye veya Allah (kardeşimi alıp gitme veya ölüm gibi) hakkımda bir hüküm verinceye kadar, buradan bir adım atmam. Allah, her zaman en hayırlı hükmü verendir.
81. “Şimdi siz gidin ve babanıza vararak deyin ki: ‘Muhterem babamız! İnan ki, oğlun hırsızlık yaptı. Ancak bildiğimiz, gözlerimizle gördüğümüz bir hadiseye şahitlikte bulunuyoruz. (Onu koruyacağımıza dair söz verirken,) gelecekte ne olacağını bilemezdik. Biz, gaybın bekçileri değiliz ki!
82. ‘Bize inanmıyorsan, gittiğimiz ve hadisenin geçtiği şehrin ahalisine, istersen, birlikte geldiğimiz kafiledekilere de sor. Biz, gerçekten doğruyu söylüyoruz.’”
83. Dönüp, babalarına bunları söylediler. Yakup, (kendi içinden) dedi: “Hayır, bütün bu olup bitenler, nefsinizin sizi sürüklediği bir iş(in devamından başka bir şey değil)! Bana düşen, yine güzelce sabretmektir. Öyle umuyorum ki Allah, onların (Yusuf, Bünyamin ve en büyük kardeşleri) hepsini bana getirecek, beni bütün kaybettiklerimle buluşturacaktır. Çünkü O Alîm (her şeyi en iyi ve hakkıyla bilen)dir; Hakîm (her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan) dır.
84. Onlardan yüz çevirmiş, artık kendi halinde “Vah Yusuf! Neredesin Yusuf?” diyerek ağlıyor, sızlanıyordu. Üzüntüsünden ağlaya ağlaya gözlerine ak düştü ve görmez oldu. Oğullarına duyduğu kızgınlığı hiç belli etmiyor ve onu hep (bir diken yutar gibi) yutuyordu.
85. Etrafındakiler, “Allah’a yemin olsun ki,” dediler, “aradan bunca zaman geçti, halâ Yusuf’u dilinden koymuyorsun. Bu gidişle ya kederinden eriyip gidecek, yahut da öleceksin!”
86. Yakup, “Ben, bütün dertlerimi, keder ve hüznümü Allah’a arz ediyor, O’na şikâyette bulunuyorum. Hem, Allah’ın bana öğretip de bildiğim öyle şeyler var ki, siz onları bilmiyorsunuz.” diye cevap verdi.