Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 244
70. Yusuf, kardeşlerinin yüklerini hazırlatıp hayvanlarına yükletti. Bu arada, (çok kıymetli) su kabını da öz kardeşinin yükünün içine koydu. Onlar bir müddet yol gitmişlerdi ki, bir görevli arkalarından, “Ey kafile! Durun! Siz, hırsızsınız!” diye bağırdı.
71. Hemen geriye, gelenlere doğru dönüp şaşkınlık içinde, “Ne var? Neyiniz eksik?” diye sordular.
72. “Hükümdarın meşrubat kabı kayıp; bulup getirene de bir deve yükü mükâfat var!” cevabını verdiler. Gelen ekibin başkanı, “Ben de onu bulup getirmeye kefil oldum!” dedi.
73. “Allah’a yemin olsun,” dediler, “siz de biliyorsunuz ki, biz bu yerde bozgunculuk çıkarmak için gelmedik; biz hırsız da değiliz.”
74. Gelenler, “Pekalâ,” diye karşılık verdiler, “eğer yalan söylüyorsanız, hırsızlık yapanın sizdeki cezası nedir?”
75. “Cezası şudur: O kap kimin yükünde bulunursa o şahıs, malı çalınanın kölesi olur. Hırsızlık zulmünü işleyenleri biz böyle cezalandırırız.”
76. (Kafile geri döndü ve Yusuf,) öz kardeşinin yükünden önce diğer kardeşlerinin yüklerini aratmaya başladı. Su kabı, en sonunda kardeşinin yükünde çıktı (ve böylece kardeşi yanında kalmış oldu). İşte Biz, Yusuf için böyle bir ‘plan’ kurduk. Yoksa, hükümdarın dinine (kanunlarına) göre kardeşini alıkoyamazdı; fakat Allah ne dilerse o olur (ve Allah, bir şeyi dileyince onun sebeplerini de hazırlar). Biz, kimi dilersek onu böyle mertebe mertebe yükseltiriz. Ve her bir bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen (ve hepsinin üstünde her şeyi bilen olarak Allah) vardır.
77. “Ne diyelim!“ diye karşılık verdiler: “Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı.” Yusuf, bu isnatlarından duyduğu üzüntüyü içine atıp, bunu onlara belli etmemekle birlikte kendi içinden, “Siz, şu anda kötü bir durumdasınız (da böyle diyorsunuz). Ama Allah, bu iddianızla ilgili gerçeği çok iyi bilmektedir.” dedi.
78. “Ey vezir!” dediler: “Bunun çok yaşlı bir babası var, (bu şekilde alıkonulmasına ve ayrılığına dayanamaz). Ne olur, onun yerine bizden birini alıkoy. Doğrusu biz seni anlayışlı, her bakımdan iyiliğe adanmış biri olarak görüyoruz.”