Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 242
53. Ve (ekledi:) “Bununla birlikte, hiç bir zaman nefsimi de temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima ve ısrarla kötülüğü emreder; meğer ki Rabbim, hususî olarak merhamet edip koruya. Şurası bir gerçek ki Rabbim, günahları pek çok bağışlayandır; (bilhassa inanmış kullarına karşı) hususî rahmeti pek bol olandır.”
54. Hükümdar, “O’nu bana getirin; kendim için seçip özel danışmanım yapayım!” diye emretti. Yusuf’la konuştuktan sonra da, “Bundan böyle nezdimizde yüksek bir makam sahibi, tam itimat edilen bir müsteşarsın.” dedi.
55. Yusuf, “Beni bu ülkede hazinelerin başına getir. Çünkü ben, her bakımdan güvenilir, onları çok iyi koruyacak ve bu işi de çok iyi bilen biriyim.” teklifinde bulundu.
56. Böylece Yusuf’u Mısır’da yerleştirdik ve kendisine imkân ve iktidar verdik. Nerede isterse orada makam tutar (emirleri bütün ülkede uygulanır, dilediği tasarrufta bulunurdu). Kimi dilersek ona bu şekilde hususî rahmetimizle muamele eder ve bütünüyle iyiliğe adanmış olarak, Allah’ı görür gibi, en azından O’nun kendilerini gördüğünün şuuru içinde davrananların mükâfatını asla zayi etmeyiz.
57. Bununla birlikte, iman edip, kalbleri Allah’a karşı saygıyla dopdolu olan ve bütün hükümlerinde O’na karşı gelmekten sakınanlar için Âhiret’teki mükâfat hiç şüphesiz daha hayırlıdır.
58. Gün geldi, (ülkelerindeki kıtlıktan bunalan) Yusuf’un kardeşleri Mısır’a varıp, O’nun huzuruna çıktılar. Yusuf, onları tanıdı ise de, onlar Yusuf’u tanıyamadılar.
59. Yusuf, yüklerini hazırlatıp hayvanlarına yükletti; kendilerine de, “Bir dahaki sefere arkada bıraktığınız baba bir kardeşinizi de getirin. Görmez misiniz ki ben tam ölçüyor, verirken bol veriyor ve konuklarımı mümkün olan en iyi şekilde ağırlıyorum!” dedi.
60. “Ama onu getirmezseniz bilin ki, benden size bir kilelik bile zahire yoktur; o zaman (ülkeme ayak basıp da) hiç yanıma yaklaşmayın!” diye de ilâve etti.
61. “Babasından O’na izin almanın bir yolunu bulup, bu işi başarmaya çalışacağız.” karşılığını verdiler.
62. Yusuf, zahire ölçen memurlarına dedi ki: “Onların, zahire karşılığında verdikleri malları da yüklerinin içine koyun. Ailelerine dönüp de yüklerini açtıklarında ihtimal bunu farkederler de, daha rahat ve güven içinde bize tekrar gelirler.”
63. Yusuf’un kardeşleri, babaları (Yakub’ un) yanına döndüklerinde, “Muhterem babamız,” dediler, “bir daha bize zahire verilmeyecek. Bu bakımdan ne olur, bizimle beraber kardeşimizi de gönder ki, O’nu vesile ederek ihtiyacımız olan zahireyi alabilelim. O’nu gözümüz gibi koruyacağımıza kesin söz veriyoruz.”