Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 233
98. O, Kıyamet Günü kavminin önüne düşer ve onları (hayvanların suya götürüldüğü gibi) Ateş’e götürür. Gerçekten ne kötü bir ‘su’dur o varılan Ateş!
99. Hem bu dünyada, hem de Kıyamet Günü’nde rahmetten uzaklaştırılıp lânetle anılmaya müstahak oldular. Ne kötü bir bahşiş, ne kötü bir ikramdır bu lânet!
100. (Ey Rasûlüm!) Bütün bu sana anlattıklarımız, o helâk olmuş ülkelerin tarihlerinden ibret dolu bazı safhalardır. Onlardan kiminin izleri halâ dururken, kimi biçilmiş ekin gibi yok olup gitmiştir.
101. Biz onlara asla zulmetmedik, fakat onlar bizzat kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah’ı bırakıp da taptıkları ve karşılarında durup dua ettikleri (sözde) ilâhlarının onlara hiç bir faydası dokunmadı; faydaları dokunmak şöyle dursun, kayıplarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.
102. Rabbin, zulme dalıp gitmiş ülkeleri kıskıvrak yakaladığı zaman işte böyle yakalar. O’nun derdest edip yakalaması pek acıdır, çok çetindir.
103. Bütün bu olup bitenlerde Âhiret azabından korkanlar için elbette bir ibret, bir mesaj vardır. Âhiret Günü, bütün insanların bir araya toplanacağı bir gündür; ve o gün, canlıların tamamının bütün duyularıyla tecrübe edip yaşayacakları bir gündür.
104. Biz onu, tarafımızdan takdir buyurulmuş kesin ve miktarı belli bir sürenin sonrasına tehir edecek değiliz.
105. O gün gelince, Allah’ın izni olmadan kimse tek bir kelime söyleyemez. O gün kimileri bedbahttır, kimileri bahtiyar.
106. Dünya hayatında içine daldıkları şekavetle kendilerini bedbahtlığa mahkûm edenler, evet onlar Ateş’tedirler. O Ateş kabarıp indikçe, onlar da hırıltılar, feryatlar ve hıçkırıklar içinde âdeta boğulurlar.
107. (Âhiret’e ait) gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır; Rabbin başka türlü dilemiş olsa, elbette böyle olmaz. Muhakkak ki Rabbin, her ne irade buyurursa onu eksiksiz yapar.
108. (Dünyada Allah’ın tarafından) hayırlı işlere sevk edilip bahtiyar kılınanlara gelince, onlar ise Cennet’tedirler; gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Rabbin başka türlü dilemiş olsa, elbette böyle olmaz. Kesintisiz bir lütuf, bir ihsandır bu onlara.