Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 201
87. Seferden geri kalan (kadınlar ve çocuklarla) birlikte oturup keyiflerine bakmayı tercih ettiler ve kalblerinin üzerine mühür basıldı. Bu sebeple onlar, gerçeği ve meselelerin özünü asla idrak etmezler.
88. Buna karşılık, (Risalet’in zirve temsilcisi o) Rasûl ve iman edip de O’nun beraberinde bulunanlar, mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. Onlar içindir bütün hayırlar ve onlardır gerçekten kurtuluşa ermiş bulunan mazhariyet sahipleri.
89. Allah, onlar için içlerinde daimî kalmak üzere (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Budur çok büyük kazanç, çok büyük başarı.
90. Bedevîler (göçebe çöl halkı)ndan (geride kalacak aileleri için gerekli nafaka veya sefere katılmak için gerekli teçhizattan mahrum bulunma) mazeretleri olanlar, Allah Rasûlü’ne gelip seferden muaf tutulmaları için izin istediler. Allah’a ve Rasûlü’ne karşı yalan söyleyen, yalan beyanlarda bulunanlar ise, (hiçbir mazeretleri olmamasına rağmen) oturup kaldılar (da sefere iştirak etmediler). İçlerinde (bundan böyle de İslâm’a girmeyi reddedip,) küfürde kalmayı sürdürenlere pek acı bir azap isabet edecektir.
91. Sefere katılamayacak ölçüde zayıf ve güçsüz olanlara, hastalara ve sefer için gerekli teçhizatı ve sefer süresince gıda ve maişetlerini temin edemeyip başkalarına yük olacaklara, Allah’a ve Rasûlü’ne sadık kalmak ve onlar hakkında sadece hayır düşünüp, geride üzerlerine düşen vazifeleri yapmak kaydıyla herhangi bir sorumluluk ve vebal yoktur. Allah’ı görüyormuşçasına, en azından O’nun kendilerini gördüğünün şuuru içinde daima iyilik düşünen ve geride kaldıklarında iyilikle meşgul bulunanları kınamak için herhangi bir sebep söz konusu olamaz. Allah, hataları, günahları pek çok bağışlayandır, (bilhassa mü’min kullarına karşı) hususî rahmet ve merhameti pek bol olandır.
92. Ey Rasûlüm! Kendilerine binek temin etmek için sana müracaat ettiklerinde sen, “Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum!” deyince, Allah yolunda verecek bir şey bulamamaktan dolayı büyük bir üzüntüyle gözleri dolu dolu dönüp gidenler için de sorumluluk ve vebal söz konusu olamaz.
93. Sorumluluk ve vebal ancak, varlıklı olmalarına ve yeterli imkânları bulunmasına rağmen sefere katılmamak için çeşitli bahanelerle senden izin isteyenler üzerinedir. Onlar, geride kalmaları tabiî bulunan (kadın, çocuk ve ihtiyar)larla birlikte olmayı tercih ettiler ve Allah da kalblerini mühürledi. Onlar, (gerçeği, meselelerin mahiyetini) bilen ve ilme dayanarak hareket eden kimseler değildir.