Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 161
82. Halkının mukabelesi, “Çıkarın şunları memleketinizden; çünkü bu beyler, pek temizlik taslayan insanlar!” demekten başka bir şey olmadı.
83. Neticede, (emrimiz üzerine helâkten önce ülkeyi terkeden) Lût’u ve ailesini kurtardık; eşi hariç: o geride kalıp helâk olanların arasında idi.
84. (O halkın yaşadığı şehirlerin) üzerine ise azap yağmuru yağdırdık; günah hasadına dalmış suçluların âkıbeti nasıl oldu gör!
85. Medyen halkına ise kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). O da, (diğer rasûller gibi aynı) tebliğde bulundu: “Ey halkım! Allah’a ibadet edin; sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Hiç şüpheniz olmasın ki, size Rabbiniz’den apaçık bir gerçek gelmiş bulunuyor. Artık ölçüyü, tartıyı tam yapın; kendilerine ait mallarda haklarını eksiltmek suretiyle insanlara zulmetmeyin; bu ülkede bir zaman (peygamberler eliyle İlâhî) düzen sağlanmıştı; siz, aksine davranmak suretiyle burada bozgunculuk yapmayın. Gerçek mü’ minler olup, dediğim gibi davranmanız sizin için hayırlı olan yoldur.
86. “Öyle, (gücünüze dayanarak) bütün yol başlarını tutup tehditler savurmayın ve Allah’a iman edenleri O’nun yolundan alıkoymaya ve o yolun eğriliğini, eğri tanınmasını, keyfinize göre eğrilip bükülmesini arzulamayın ve onu böyle göstermeye çalışmayın. Düşünün ki, bir zaman siz az ve zayıftınız, fakat Allah sayınızı çoğalttı, gücünüzü arttırdı. Sınır tanımayan ve Allah’ın verdiği duygu, meleke ve kabiliyetleri yanlış yolda harcayanların sonları nasıl oldu, düşünün ve ibret alın!
87. “Eğer içinizden bir grup benimle gönderilen gerçeğe inanmış ve bir grup da inanmamışsa, ben ne diyeyim; madem öyle, o halde Allah aramızda hükmünü verinceye kadar ‘sabırla’ bekleyin. Çünkü O, daima en hayırlı hükmü verendir.”