Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 157
52. İşte onlara, mutlak bir bilgiye dayalı olarak manâsını ve hükümlerini tek tek açıkladığımız, (her bir manâ ve hükmüne) iman edecek bir topluluk için hidayetin kaynağı ve (tahmin bile edemeyecekleri hayırlarla dolu) rahmet olan bir Kitap getirdik (gönderdik).
53. Fakat onlar, “Hele bakalım bu iş nereye varacak?” diye, sadece bu Kitaba davetin âkıbetini mi gözlüyorlar? Onun haber verdiği âkıbet geldiği gün, daha önce onu nisyana gömenler, “Andolsun, Rabbimizin elçileri bize gerçeğin ta kendisini getirmişlerdi, (ama biz kulak asmadık.) Şimdi (Rabbimiz) katında şefaatçiler bulunur mu ki bize şefaat etsinler? Veya geri döndürülmemiz mümkün olmaz mı ki, bu defa daha önce yaptıklarımızın tam tersini yapalım?” diye hayıflanırlar. Ne var ki onlar, kendi felâketlerini bizzat kendileri hazırladılar ve kendilerine en büyük zararı verdiler. Uydurdukları sahte ilâhları da onları yüzüstü bırakıp, görünmez oluverdi.
54. Rabbiniz Allah’tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı; sonra da Arş’ın üzerine istiva buyurdu: geceyi gündüze bürüyor ki, birbirinin peşinden ısrarla koşturur dururlar; güneş, ay ve yıldızlar da, tam bir boyun eğmişlik içinde O’nun buyruğu ile hareket ederler. Bilin ki yaratma da, emir ve idare de mutlak manâda O’na aittir. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir, her buyruğu ve icraatı ne bereketler yüklüdür!
55. Rabbinize yalvararak, içten, başka nazarlardan ve mülâhazalardan uzak olarak dua edin. Şurası bir gerçek ki O, had bilmezlik içinde davrananları hiç sevmez.
56. (Had bilirlik, dolayısıyla O’nun tayin buyurduğu hudutlar içinde kalın ve) her şeyiyle yerli yerinde olan yeryüzünde onun düzenini bozacak şekilde (ve ıslahından sonra ülkede) bozgunculuk çıkarmayın ve korku ile ümitbeklenti dengesi içinde O’na yalvarın. Hiç şüphesiz Allah’ın rahmeti, Allah’ı görüyormuşçasına, en azından Allah’ın kendilerini sürekli gördüğünün şuuru içinde davrananlara pek yakındır.
57. O Allah ki, rahmetinin önünde müjdeci olarak rahmet rüzgârlarını gönderir. Nihayet bu rüzgârlar, o ağır bulutları pek hafifmişçesine kaldırıp yüklendiklerinde, Biz onları ölmüş bir memlekete doğru sevkeder, derken oraya o bildiğiniz suyu indirir ve o su ile her türlüsünden ürünler, meyveler bitiririz. İşte, ölüleri de (kabirlerinden) böyle çıkaracağız. Gerekir ki, düşünüp ibret alasınız.