Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 134
53. Biz, insanları bu şekilde birbirleriyle imtihan ederiz; (mevki, makam, ırk, renk, zenginlik, sosyal statü gibi unsurları üstünlük sahibi zannedenler, fakir, köle, kimsesiz ve toplumda kendilerine statü tanınmayan mü’minler için,) “Allah, aramızdan bula bula bunları mı lütfuna lâyık gördü?” derler. Oysa Allah, (bütün nimetleri verenin Allah olduğunun şuuru içinde O’na) şükredenleri (ve dolayısıyla lütfuna lâyık bulunanları) çok daha iyi bilmez mi?
54. Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara “Selâm size!” de. “Rabbiniz, rahmetle muameleyi Zâtı’na yakışan bir muamele tarzı kılmıştır. Bu bakımdan, içinizden kim yanılır, nefsine uyar ve bir kötülük işler de, sonra bunun ardından tevbe eder ve yolunu, davranışlarını düzeltirse, hiç şüphesiz O, günahları çok bağışlayandır; (Kendisi’ne tevbe ile yönelen mü’min kullarına karşı hususî) rahmeti pek bol olandır.”
55. Gerçekleri ve onları gösteren delilleri işte böyle açıklıyoruz ki, hayatları günah hasadından ibaret olan inkârcı suçluların yolu (nimetlerimiz karşısındaki nankörlükleri ve âyetlerimiz karşısındaki inat ve inkârları) bütün bütün ortaya çıksın (ve mü’minler o yoldan uzak dursun).
56. De ki: “Sizin Allah’tan başka ilâh tanıyıp kendilerine yalvardığınız varlıklara ibadet etmem bana kesinlikle yasaklanmıştır.” Yine de: “Sizin çarpık isteklerinize, kuruntularınıza uyacak değilim. Böyle yaparsam, belli ki sapıp gitmiş olurum ve her bakımdan hidayet üzerinde bulunanlardan olmam.”
57. De ki: “Hiç şüphesiz ben, Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanmaktayım, ama siz onu yalanladınız. (Sizi kendisiyle korkuttuğum azap için, ‘Eğer böyle bir azap gerçek ise durmasın, hemen gelsin!’ diyorsunuz;) ama böyle hemen gelmesini istediğiniz azap benim elimde değil ki. Her hususta hüküm sadece Allah’a aittir. O, hak ne ise hep onu buyurur ve O, her konuda daima en hayırlı hükmü veren, her meseleyi en hayırlı şekilde hall ü fasl edendir.
58. De ki: “Sizin acele istediğiniz o azap benim elimde olsa idi, benimle aranızdaki iş çoktan bitmiş olurdu.” Allah, o zalimleri çok iyi bilmektedir.
59. (Gizli bir hazine veya hazineler gibi olan) gaybın anahtarları O’nun katındadır; bu anahtarları (ve onlarla kapıları açılan gayb hazinelerinde neler bulunduğunu) ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa onların hepsini de bilir. (Dalından) bir yaprak düşmesin ki, onu da biliyor olmasın; bunun gibi, ne yerin karanlıkları içinde bir dane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap’ta (Allah’ın İlmi’ne dayanan Kader Kitabı’nda ve Kudret’in kapsamı içinde) bulunmasın.