Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 131
28. Hayır, (bu sözlerinde de samimi değildirler:) daha önce (dünyada iken) gizleyegeldikleri (hakikatler ve ayrıca iç halleri, gerçek yüzleri, mü’minlere karşı kurdukları tuzaklar) bütün açıklığıyla ortaya çıktığı için böyle diyorlar. Yoksa dünyaya geri gönderilecek olsalar, yine kendilerine yasaklanan aynı kötülükleri yapmaya girişir, aynı inkârlarında diretirler. Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar.
29. (Dünyada iken kaç defa başları sıkıştığında aynı tavrı sergilemiş, fakat rahata erince yine de şöyle demişlerdi:) “Hayat ancak yaşadığımız şu dünya hayatından ibarettir; biz öldükten sonra bir daha diriltilecek değiliz.” (Nitekim öyle demiyorlar mı?)
30. Ama Rabbilerinin huzuruna getirilip de hesaba çekildikleri zaman nasıl davranacaklarını bir görsen: Rabbileri, “Diriltilip huzuruma getirilmeniz gerçek miymiş?” diye sorar; onlar da, “Evet, Rabbimiz hakkı için evet!” derler. (Allah, artık daha fazla konuşup kendilerini savunmaya kalkmalarına izin vermez ve) “Sürekli küfür içinde bulunmanızdan dolayı tadın şimdi azabı!” der.
31. Andolsun, bir gün Allah ile karşı karşıya geleceklerini yalan ve uydurma sayanlar kaybettiler. (Daha Allah’a mülâki olmadan) Kıyamet ansızın başlarına geliverince, sırtlarına yükledikleri suç ve günah yükleri altında “Eyvah, eyvahlar olsun bize! Bu an hiç gelmeyecek sanmıştık; ah, ne günahlar işledik!” diye haykırıp dövüneceklerdir. Gerçekten ne de kötü yükler yükleniyorlar!
32. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun ve boş oyalanmadan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise, Allah’a gönülden saygı besleyen ve O’na karşı gelmekten sakınanlar için çok daha hayırlıdır. Halâ akıllanmayacak mısınız?
33. (Ey Rasûlüm!) Onların sürekli söyleyip durdukları sözlerin, (yalanların, attıkları iftiraların, alayların) seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Fakat onlar (şahsın itibariyle) seni yalanlamıyorlar; o zalimler, bile bile ve manâsız bir inatla ancak Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
34. (Sen, onların bu yaptıklarına üzülme!) Hiç şüphesiz senden önce de nice rasûller, (getirdikleri Mesaj itibariyle) yalanlandılar; fakat bütün bu yalanlanmalarına ve maruz bırakıldıkları sözlü, fiilî her türlü eziyete katlandılar. Derken kendilerine yardımımız yetişti de, nihayette kazananlar onlar oldu. Allah’ın hükümlerini, va’dini, icraatını, icraatının prensiplerini değiştirebilecek kimse yoktur. Daha önce gönderilen o rasûllerle ilgili ibret verici hadiselerden bir kısmı zaten sana ulaşmış bulunuyor.
35. Eğer onların yüz çevirmeleri sana çok ağır geliyor da (getirdiğin Mesaj’a inanmalarını sağlamak maksadıyla) onlara istedikleri türden mucizeler göstermek için yer altında bir geçit veya göğün derinliklerine doğru bir merdiven olsun istiyorsan bil ki, eğer Allah dilemiş olsa idi hiç şüphesiz onların hepsini (tek bir mucize veya bir icraatıyla) hidayet üzerinde toplayabilirdi. (Fakat Allah’ın iradesi başka yönde ise, O bu işin rasûller vasıtasıyla ve Kendi kurallarına göre cereyan edip, insanların kendi serbest tercihleriyle başbaşa kalmalarını diliyorsa,) artık sen farklı bir istek ve talep taşıyanlardan olma!