Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 116
46. Daha sonra, o peygamberlerin izleri üzerinde, kendinden önce indirilen Tevrat’ı (aslî hali, İlâhî kaynaklı oluşu ve halâ ihtiva ettiği gerçekler itibariyle) tasdik eden (bir rasûl) olarak Meryem oğlu İsa’yı görevlendirdik. O’na içinde safî hidayet ve (insanların zihnini, kalbini ve yollarını aydınlatan) bir nur (İlâhî kaide ve hükümler) yer alan, kendinden önce indirilen Tevrat(taki hükümleri, birkaç haramın helâl kılınması dışında) tasdik eden ve müttakîler için her bakımdan bir rehber ve irşad adına bir öğüt olan İncil’i verdik.
47. Ve şöyle buyurduk: “İncil Ehli, Allah’ın o (İncil)’de indirdiği (hükümlerle) hükmetsin. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, böyleleri fasıkların ta kendileridir.”
48. (Ey Rasûlüm!) Sana da, Kitap’tan kendinden önce indirilenleri (aslî halleri, halâ ihtiva ettikleri gerçekler ve İlâhî kaynakları itibariyle) tasdik edici ve onlar üzerinde gözetleyici, denetleyici ve onların gerçek niteliklerini ortaya koyucu, ayrıca gerçeğin ta kendisi olarak ve indirilişi esnasında kendisine hiçbir şüphe ve bâtıl karışmayacak şekilde (bu) Kitabı indirdik. O halde, mü’minler (ve müracaatlarını kabulle davalarına bakma yolunu seçtiğin Kitap Ehli’nden insanlar) arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve artık sana gerçeğin ta kendisi gelmiş olduğuna göre onların keyiflerine ve arzularına uyma. (Tarih sürecinde kendilerine ayrı rasûl gelen ve Kitap verilen) her bir ümmet için, günlük hayatlarında üzerinde yürüyecekleri ve saadete götüren apaçık bir yol (Şeriat) ve onun dayandığı değişmez temel esaslardan oluşan bir ana cadde (Minhac) tayin buyurduk. Eğer Allah dilemiş olsaydı, hepinizi (tarih boyu aynı Şeriat üzerinde) tek bir ümmet kılardı (ve aynı hayat şartlarında kalırdınız); fakat O (sizi, değişik ve gelişen şartlarda ilmî tekâmül kanununa tâbi tutarak,) her birinizi kendisine verdiği (Kitap’la) imtihan etmek için böyle ümmetlere ayırdı. Öyleyse (ey mü’minler), durmayın, hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Neticede Allah’adır hepinizin dönüşü ve O, (nefsaniyete kapılarak) ihtilâf edegeldiğiniz bütün hususları size tek tek bildirecek ve bu hususlarda aranızdaki hükmünü verecektir.
49. Evet, sana işte böyle buyurduk: Onların arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet; onların keyif ve arzularına uyma ve dikkat et ki, Allah’ın sana indirdiği hükümlerden bir kısmıyla ilgili olarak seni bir imtihana atıp şaşırtmasınlar. Eğer senin verdiğin hükmü kabul etmez de yüz dönüp giderlerse, bil ki Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete uğratmayı dilemektedir. Zaten insanlar içinde pek çoğu, hiç şüphesiz Allah’ ın emrinden çıkıp, O’na isyanda ısrar eden (fasık)lardır.
50. Yoksa onlar, Cahiliye hükmünü mü arayıp arzuluyorlar? Oysa, ilim ve imanında kesinlik (yakîn) peşindeki bir topluluk için Allah’tan daha güzel hüküm veren biri olabilir mi?