Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 109
10. Buna karşılık, (iman yerine) küfredip de, (dış dünyada ve bizzat kendi yaratılış, vücut ve mahiyetlerinde bulunan ve bütün iman esaslarını ispatlayan) delilleri (ve Kitap’taki) âyetlerimizi yalanlayanlar ise, öyleleri o Kızgın, Alevli Ateş’in yârân ve yoldaşlarıdırlar.
11. Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: hani bir topluluk size el uzatmaya, sizi öldürüp yok etmeye teşebbüs etmişti de, O bunların ellerini üzerinizden çekip geri çevirmişti. Allah’a karşı saygıyla dopdolu olun ve O’na itaatsizlikten sakınarak, daima O’nun koruması altında bulunun. Ve, Allah’a güvenip dayansın mü’minler.
12. Şurası bir gerçek ki Allah, İsrail Oğulları’ndan da sağlam söz almıştı. İçlerinde (oniki boyun her birinden bir tane olmak üzere) oniki vekil ve temsilci tayın etmiştik. Allah buyurdu ki: “Hiç şüphesiz Ben, sizinle beraberim. Eğer namazı bütün şartlarına riayet ederek vaktinde ve aksatmadan kılar, zekâtı verir ve istisnasız bütün rasûllerime iman eder, onlara sahip çıkar ve Allah rızası için, karşılığını sadece O’ndan bekleyerek malınızdan O’nun yolunda harcamak suretiyle Allah’a en güzel tarzda ödünç verirseniz elbette kusurlarınızı örter, günahlarınızı siler ve sizi (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Artık bundan sonra içinizde kim de nankörlük edip küfre saparsa, hiç şüphesiz o, düz yolun ortasında sapıp gitmiş olur.”
13. Buna rağmen, verdikleri o sağlam sözden döndükleri içindir ki, onları lânetledik (rahmetimizden uzaklaştırdık, pek çok felâketlere maruz bıraktık) ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri, kendileriyle kastedilen manâ ve muhtevayı değiştirecek biçimde ele alıp maksatlarından saptırmak ve böylece Allah’ın Kelâmı’nı tahrif etmekle meşguller; kendilerine tebliğ edilip özellikle hatırlatılan hususların en mühim bir kısmını ve onlardan faydalanmayı da unuttular. İçlerinde pek azı müstesna olmak üzere onlardan hep bir ihanetle karşılaşırsın. Yine de sen, onların yaptıklarından geçiver ve müsamaha yolunu seç. Hiç şüphesiz Allah, O’nu görürcesine, hiç olmazsa O’nun kendilerini gördüğünün şuuru içinde daima iyilik düşünüp iyilikte bulunanları sever.